Güneydoğu Asya ülkelerinden biri olan Malezya; Malay Yarımadası ve Borneo Adasının kuzeyinden oluşuyor. Borneo, hem Malezya hem Endonezya hem de Brunei arasında paylaşılan bir ada ve kuzeyinde Malezya’ya ait olan Sabah ve Seravak bölgeleri var.

Kuala Lumpur’a ilk vardığımızda metropolleri ne kadar sevmediğimizi fark ettik. Kuala Lumpur’da 5 gün geçirdikten sonra bir önceki ülkemiz Myanmar’a geri mi dönsek diye düşünüyorduk ikimiz de. Şehir değiştirdikçe yavaş yavaş sevmeye başladık. Penang, Langkawi, Ipoh, Cameron Highlands ve son olarak da Melaka’yı gördükten sonra şimdi ayaklarımız geri geri gidiyor, hatta ayrılmak istemiyoruz. Hava şartlarından dolayı göremediğimiz diğer bölgeleri rotamıza ekleme planları yapmaya başladık bile.

Adeta bir cennet

Malezya doğasıyla insanı kendine aşık ediyor. Her şehrinde illaki bir doğal park, koruma alanı var. Birçok hayvanın bu parklarda özgürce yaşadığını görünce de ayrıca mutlu oluyorsun. Doğal parklar oldukça iyi şartlarda bakımları yapılmış ve temizler, yani görsel olarak da oldukça tatmin edici. Merakınız varsa; hemen hemen hepsinde bulunan hayvanlar ve bitkilerle ilgili İngilizce açıklama levhalarına göz atabiliyorsunuz. Yaptığımız en iyi trekking yürüyüşleri açık ara bu ülkedeydi. Ayrıca trafik bize göre ters olsa da motosikletle dolaşmak için de çok rahat bir ülke; trafik kurallarına uyuyorlar ve motorunuzun arkasından sizi kesinlikle taciz etmiyorlar.

Beklentileri düşük tutmak lazım

Bir yeri gezmenin ve anlamanın en kolay yolu turlara katılmak. Kısa süreli tatiller için turlara ödediğiniz paranın belki çok önemi olmayabilir ama uzun süreli bir gezide iseniz turlara verdiğiniz para ve aldığınız hizmet çok kıymetli olabiliyor. Malezya’da turlar biraz daha pahalı ve aldığınız hizmet içerik, konfor ve süre bazında beklentinizi karşılayamayabiliyor. Yine de her şey o kadar güzel ki verdiğiniz paraya değiyor sadece doyamıyorsunuz. Ya da çok pahalı olduğundan vazgeçiyorsun. Belki de biz 2018/19 yılında geldiğimiz ve bu sıralarda dolar TL karşısında alıp başını gittiği için bize çok pahalı geldi.

Malezyalılara her şey yarı fiyatına

Devletin sunduğu müze bileti, arkeolojik alan girişlerinin yanı sıra, özel organizasyonlar (şahsi müzeler, turlar vs.) da Malezyalılara yarı fiyatına. Tabii ki kendi ülkesini gezmek isteyenlere fiyatların uygun olması güzel bir şey ama aynı hizmetin iki katı fiyatına size sunulması biraz rahatsız edici:) Bunun yanında öğrenci bileti sunan ender ülkelerden biri. Öğrenci kartınız varsa, bazı yerlerde %50 indirimli oluyor giriş biletleri. Turgay’ın ISIC kartı vardı mesela, web sitesinde Malezya’da geçerli olan bazı indirimlere bakılabilir. 

Tam bir kültür cümbüşü

Malezya, Malayların yanı sıra birçok Hintli ve Çinli ve ayrıca kolonileşme döneminde gelmiş Avrupalılara ev sahipliği yapıyor. Bu da kültürlere yansıyor. Katolik kilisesinin yanında Budist Çin tapınağı görebiliyorsunuz. Ard arda sokaklar arasında gezinirken dini ibadet yerleri çevresinde yerleşmiş farklı milletten insanları görüp bu insanlar nasıl birbirine bu kadar saygılılar diye düşünüyor insan.

Her şehirde illaki Little India ve az ilerisinde Chinatown var. Malezya’ya ilk girdiğimizde Christmas zamanıydı. Herkes “Merry Christmas” diyor birbirine mesela. Devamında Ocak ayında bir Hindu festivali olan Thaipusam’a denk geldik. Kuala Lumpur’da kutlanan festivalin ilk günü kutlamalar Çin mahallesindeki bir Hint tapınağı olan Sri Mahamariamman’da başlayıp Batu Mağaralarında devam ediyor. Şubat ayında Çin yeni yılı kutlanacaktı, son günlerimizi geçirdiğimiz Melaka’nın tüm sokakları ve iş yerleri dahil kırmızı fenerlerle süslenmişti. Hatta restoranlar “happy new year” diyerek karşılamaya başlamışlardı bile 🙂

Biri yemek mi dedi?

Bir köşede dana eti yenmezken diğer köşede domuz yenmiyor. Yani çok kültürlülük sofralara da yansımış ve bölgelere göre mutfaklar oluşturmuş. Kimi yerde Çin yemekleri kimi yerde Hint yemekleri kimi yerde karma lezzetler çıkarmış bu durum ortaya. Malezya’ya gelip de ben Nasi Lemak yemedim, ABC’nin tadına bakmadım, white coffee de neymiş diyen yoktur herhalde:) Penang’a ilk vardığımızda neden Kuala Lumpur’da bu kadar kaldık ki dedik. Ipoh’daki Çin yemekleri, Melaka’daki Nyonya mutfağı, butik kafeleri, Cameron Highlands’de yediğimiz Kuzey Hint restoranı hala aklımızın bir köşesinde. O kadar çok lezzet ve hepsinin farklı farklı adları var ki onu da yiyeyim bunun da tadına bakayım derken sürekli kendini restoran seçerken buluyorsun. Bazı şeyler de hep içinde kalıyor çünkü biz 3 öğün yemek yemeyi hiç başaramadık hep 2 öğünde tıka basa doyduk.

Herkes İngilizce biliyor

Malezya Güneydoğu Asya’nın en kolay ülkesi çünkü herkes çok iyi derecede İngilizce konuşuyor. Hint, Çin ve Malay halklarının aralarında anlaşabilmeleri için İngilizce okullarda 1. sınıftan itibaren öğretiliyormuş. Çocuklar bile bizden daha iyi İngilizce konuşuyorlar.

Malezya’yı çok beğendik kesin bir daha geleceğiz 🙂

Rotamız

1-10. gün ve 29-30 gün: Kuala Lumpur

Kuala Lumpur için ne yazık ki çok güzel şeyler söyleyemeyeceğiz. Yemekler ülkenin geri kalanına göre oldukça pahalı ve kalitesi düşük. Konaklama pahalı ve tarihi gezilecek alanlar sadece bir günde bitirilebiliyor. Bize göre en dikkat çekici kısmı gökdelenler şehri olması ve bir sürü AVM’ye sahip olması. Malezya’nın diğer şehirlerinde olduğu gibi çok ucuza alışveriş yapabilirsiniz (KDV %0). Özellikle elektronik eşya alacaksanız doğru yerdesiniz. Onun dışında Kuala Lumpur’dan uçuşunuz yoksa bu şehri es geçebilirsiniz. Gelmişken gezeyim diyorsanız en fazla iki gün yeterli olacaktır.

Peki biz niye bu kadar uzun kaldık. Öncelikle koşuşturmayla geçen Myanmar gezimizden sonra biraz yavaşlayıp, bilgisayarlarımıza gömülmemiz gerekiyordu. Ayrıca yılbaşına Kuala Lumpur gibi bir gökdelenler şehrinde girmenin harika bir fikir olduğunu düşündüğümüzden bir sonraki şehre geçişimizi ötelemek istedik (yanılmışız, en kötü yılbaşımızdı). Ama AirBnB’den tuttuğumuz dairenin 48. katındaki infinity pool’da yüzerken bir yandan Petronas Towerları izlemek ve etkileyici Thaipusam festivaline şahit olmak unutulmazlar olarak aklımızda yer etti.

11-12. gün: Kuala Selangor

Kuala Selangor pek fazla turistin uğramadığı gelse bile Kuala Lumpur’dan günübirlik geldiği bir şehir. Ama biz dolu dolu iki gün geçirdik ve Kuala Selangor yazımızda bu günleri ballandıra ballandıra anlattık. 🙂

13-17. gün: Penang

Malezya’nın en bilinen en turistik merkezi diyebiliriz Penang’a. Çok popüler ve turistik olunca başta bir ön yargımız olmadı değil bu şehre. Haliyle önce iki günlük plan yaptık, sonra dayanamadık iki gün daha kalalım dedik Penang’ta. O da yetmedi bir gün daha kaldık. Thaipusam için Kuala Lumpur’a dönmeyecek olsak daha da uzatırdık muhtemelen Penang’da geçirdiğimiz 5 günü. Şehir merkezine en az iki gün ayırmak gerekti. Bir günümüz de Penang’dan aldığımız yeni oyuncak Huawei Mate 20 Pro’yu (kendisiyle bu web sitesindeki resimlerin hemen hepsini çektiğimiz)  kurcalamakla geçti. Buraya kadar gelmişken Penang adasının diğer yerlerini de keşfetmek için 4. gün motosikletle turlamayı seçtik.  Son gün de ücretsiz düzenlenen harika bir yürüyüş turunu keşfettik, gitmemek olmaz dedik.

18-21. gün: Langkawi

Myanmar’da Ngapali plajlarından döneli neredeyse bir ay olmuştu ve biz bembeyaz kumsalları özlemiştik. Langkawi adası da bembeyaz kumsalları ile meşhur. Bize adanın kendi plajları yetmedi, bir de çevresindeki küçük küçük adalara düzenlenen turlara katıldık. Bu arada adanın kendisi de gerçekten çok büyük. Bize göre en az 4 gün ayırmak gerek doya doya gezmek için. Bir sürü plaj, şelale ve aktivite mevcut. Hepsini ziyaret edemesek de Langkawi Motosiklet Rotası yazımızda iki gün süren motosiklet yolculuğumuzu anlattık.

22-25. gün: Ipoh

Ipoh diyince aklımıza ilk gelen şey tabii ki muhteşem yemekleri oluyor. Hatta Ipoh yazımızın adını Yemek Durağımız Ipoh koyduk. 🙂 Normalde gezginlerin en fazla bir gün ayırdıkları bu şehre, yemeklerini doyamadığımız için biz tam tamına 4 gün ayırdık. Yemek aralarında da Ipoh Şehir Turu’na katıldık ve Ipoh’un çevresindeki etkileyici Ipoh’un Mağara Tapınaklarını ziyaret ettik.

26-28. gün: Cameron Highlands

Bu bölge harika doğası ile trekking tutkunları için birebir. Ayrıca ateşten kavrulan Malezya yarımadasının tam ortasında serin bir vaha adeta. Biz uzun zaman sonra ilk kez hoodielerimizi ve polarlarımızı sırt çantamızdan çıkartmak zorunda kaldık bu şehirde. Şehrin merkezinde kendi başınıza yapabileceğiniz on iki adet trekking rotası var. Bazıları çok basitken bazıları oldukça zor. Cameron Highlands yazımızda bu rotalardan da bahsettik. Şehrin dışında yürüyüşlere katılmak isterseniz  rehberli trekking turları da mevcut. Biz Rafflesia Trekking Turuna katıldık ve oldukça memnun kaldık. Dünyadaki en büyük çiçeği canlı canlı görebilmek oldukça heyecan vericiydi.

31-34. gün: Melaka

Malezya’daki son durağımız kültür mozaiği Melaka oldu. Ipoh’da olduğu gibi harika yemekler karşıladı bizi Melaka’da. Harika kafeleri ve romantik nehir kenarı olan bu şehiri iyi ki listemize eklemişiz. Esasında iki gün yetecek bu şehri biz tam tamına 4 güne anca sığdırdık ve Melaka yazımızda ballandıra ballandıra anlattık.

Bütçe

Malezya ilk başlarda bize oldukça pahalı gelse de bütçemizi bu güzel ülkeye göre adapte ederek iki kişi günlük 50 Dolar harcama seviyesinde kalmayı başarabildik.  ATM komisyonları oldukça düşüktü %2-3 civarında kaldı (MayBank). Çok küçük yerlerde bile ATM’ler oldukça yaygın. Kredi kartımızı da bu ülkede bol bol kullanabildik. Yine de her restoranda kredi kartı geçmiyor.

34 Günlük Malezya harcamamız:

Konaklama: 483$

Konaklama Güney Doğu Asya ortalamasının üzerinde. Konaklama bütçemiz günlük 20 Dolar civarında olduğundan biz genelde dormlarda (yatakhanelerde) kalmayı tercih ettik. Ama arada kaçamak yapıp AirBnb’den Infinity Pool’lu oda tutmayı da ihmal etmedik. 🙂 Kuala Lumpur’daki en eğlenceli ve keyifli zamanlarımızdı diyebilirim. Kuala Lumpur’da günlüğü 40 Dolara çok güzel apartman daireleri tutup Infinity Pool’u ücretsiz kullanabiliyorsunuz. Böylece Kuala Lumpur’un en güzel manzarasına da şahitlik etmiş oluyorsunuz. 🙂

Yatakhaneler çoğu şehirde capsule otel konseptinde yani yatağınızın çevresini perde veya sürgülü kapıyla kapatarak kendinize özel alan yaratabiliyorsunuz. Ayrıca iki kişilik geniş yatak seçenekleri de mevcut. Bu yüzden çiftler de oldukça uygun fiyata yatakhanelerde kalabiliyor. Genelde bu hosteller konaklamaya kahvaltıyı da dahil ediyorlar ama biz Türkler için bu kahvaltı vasatın da altında. Genelde ekmek, yağ ve reçel üçlemesinin yanında kahve/çay oluyor.

Yemek: 511$

Yemekler özellikle  Kuala Lumpur’da oldukça pahalı ve tatsızdı ama diğer şehirlerde Türkiye fiyatları dolaylarındaydı. Yemek kültürü oldukça geniş; biz de birer yemek canavarı olduğumuzdan duramadık tabii bol bol yeni şeyler denedik. Haliyle de yemek bütçemizin en kabarık kalemi oldu. Google Maps bu ülkede de kurtarıcımız oldu, daha uygun restoranlar bulmamızı sağladı.

İçki ise oldukça pahalı. Bütçemizi dengelemek için içkiye bir süre ara verdik. Langkawi adası duty free zone’lar haricinde bira fiyatları marketlerde 4-5 Dolar civarıydı (Biz hiç almadık). Restoran ve barlarda da eğer çok lüks değilse gene bu fiyat civarlarındaydı. Kahveye gelirsek Malezya’nın kendine has bir kahve kültürü var ve oldukça ucuz. Her gün en az iki doz kesinlikle tavsiye edilir. 🙂

Ulaşım: 183$

Malezya’da şehirler arası otobüs ulaşımı muhteşem ve inanılmaz uygun. Yollar çok düzgün ve otobüsler oldukça rahat. RedBus uygulamasını kesinlikle tavsiye ederim. Zaten çok ucuz olan ulaşım daha da ucuz hale geldi.

Kuala Lumpur’da en ideal ulaşım aracı metro. Bilet fiyatları 1.5 RM-4 RM (0,4-1 Dolar) arasında değişiyor. Hava alanı şehrin oldukça dışında ama şehir merkezine erişim bizdeki Havaş benzeri otobüslerle 10 RM (2,5 Dolar) civarı bir ücrete yapılabiliyor. Grab uygulaması ülkenin her bir noktasında oldukça yaygın ve uygun bir seçenek. Langkawi gibi nüfus yoğunluğunun aşırı olmadığı bir adada bile 20 km’lik bir yol için 20 RM (5 Dolar) ödemiştik. Gökçeada da benzer bir uzaklığa 50 TL ödediğimizi düşünürsek çekinmeden Grab kullanabilirsiniz.

Motosiklet kiralamaya gelince her şehir motosiklet kiralamaya uygun değil. Örneğin Ipoh’da ne kadar sorup soruştursak da bir tane bile kiralayabilecek yer bulamamıştık. Cameron Highlands’te ise kiralama ücretleri oldukça yüksekti. Fakat Langkawi ve Penang adaları motosiklet kiralamak için biçilmiş bir kaftan. O kadar keyifli ki bu adalardaki motosiklet serüvenlerimize özel Langkawi Motosiklet Rotası ve Penang Motosiklet Rotası yazılarını yazdık. Fiyatlar da 30-50 RM (7,5-12,5 Dolar) arasında değişiyor. Güneydoğu Asya ortalamasının üstünde ama benzinin litresi 2 RM (0,5 Dolar) olunca maliyetiniz dengelenmiş oluyor.

Market: 113$

Malezya’nın bir çok noktasında 7-Eleven ve benzeri marketler bulmanız mümkün. Biz içme suyumuzu bazen marketten aldık, bazen de arıtılmış su doldurma merkezlerinden şişelerimizi doldurarak elde ettik. Ayrıca konakladığımız bazı oteller de ücretsiz su temin ediyorlardı. Daha önce dediğim gibi bira marketlerde oldukça pahalı ama abur cubur marketlerde oldukça yaygın ve uygun. Market alışverişimizin pahalı olmasının bir sebebi de iki günlüğüne ev tutup, kendi yemeğimizi yapmamız. Dışarıda yemekten daha pahalı geldi ama iki ay sonra ilk kez evde yediğimizden parasına değdi bence. 🙂

Aktivite: 148$

Malezya Türkiye’den daha zengin bir ülke ve her zengin ülkede olduğu gibi işçilik daha maliyetli. Bu yüzden de aktiviteler çevre ülkelere göre daha pahalı. Yine de biz Penang ücretsiz yürüyüş turu ve Melaka yürüyüş turu bulduk ve kişi başı 10 RM  (5 Dolar) bahşiş vererek bu şehirlerin tarihini ve mimarisini öğrendik. Ayrıca Ipoh’da oldukça uygun fiyata 80 RM’ye (20 Dolar) bize özel yürüyüş turu bulduk.  Cameron Highlands’te Rafflesia Trekking Turu birazcık pahalı oldu (196 RM / 49 Dolar) ama kesinlikle tavsiye ederiz. Onun dışında Kuala Selangor’da ateş böceklerini tekne turuyla izleme (60 RM), Melaka nehrinde tekne turu (40 RM), Langkawi’de Skybridge (120 RM), tekne turu (70 RM) gibi aktivitelere katıldık. Aslında bugün bakınca oldukça uygun fiyata bol bol eğlenmişiz. Biraz seçici davranıp dikkat edince Malezya o kadar da pahalı değilmiş. 🙂

Giriş Ücretleri: 13$

Malezya’da ibadethaneler ücretsiz. Ayrıca bol bol ücretsiz doğal park ve müze de mevcut. Malezya’da diğer kalemler bütçemizi zorlayınca biz ücretli müzeleri es geçtik. Zaten doğası ve yemekleri o kadar güzel ve ücretsiz o kadar çok aktivite var ki biz toplam 34 gün kalmamıza rağmen gerek duymadık. 3-4 müzeye iki kişi toplamda 52 RM (13 Dolar) para harcadık.

Çamaşır Yıkama Hizmeti: 11$

Her ne kadar bazı oteller çamaşır hizmeti verse de biz her şehirde bulunan self-servis Laundromatları tercih ettik. Hem daha ucuz, hem de daha iyi temizliyorlar. Üstelik iki saat içinde elbiseleriniz hazır oluyor. Tek sıkıntı iki saatinizi ayırmanızın gerekmesi. Biz genelde laundromatların sağında solunda restoran, kafe vs. bulup bu büyük sorunun da üstesinden geldik. 🙂

Sim Card: 24$

Sim Card Malezya’da Türkiye fiyatlarında. Kişi başı 50 RM (12 Dolar) civarında sim cardlarımızı aldık. Çekim kalitesi şehir merkezlerinde iyi ama kırsal bölgelerde kötü. Bu yüzden biz yine iki ayrı firmadan hatlarımızı aldık.

Diğer: 1150$

1150 Dolar da ne ola!! diye soracak olursanız tek diyeceğim Malezya’da alışveriş özellikle de elektronik alet edevat inanılmaz ucuz. Ezgi’nin emektar Samsung’u artık iflas etmişti ve biz de bu blogtaki fotoğraf kalitesini arttırmak istiyorduk. En iyi fotoğraf çeken telefonları inceleyince ilk sırada Huawei mate 20 pro çıktı karşımıza. Türkiye fiyatı 7000 TL olan bu telefonu Malezya’da 4500 TL ye aldık. (3650 RM / 880 Dolar). Onun dışında hazır kesenin ağzını açmışken selfie çubuğu, yeni sırt çantası, birkaç yeni elbise gibi harcamalarımız da oldu. 8 Aylık Güneydoğu Asya maceramızdaki tek büyük alışverişimizi sanırım bölgedeki en uygun ve kaliteli ürünlerin olduğu ülkede gerçekleştirmiş olduk.