Ipoh tam bir koloni şehri. Zamanında İngilizlerin yaptığı binaların çoğu oldukça iyi durumda ve Malaylar da her birini tarihi mirasları kabul ederek gözleri gibi bakıyorlar. Tarihi binaların arasında yürürken bir yandan hikayelerini dinlemek oldukça keyifliydi.
Rehberimiz, sabah 9.00’da bizi araba ile otelimizden aldı. İlk durağımız Malezya’nın en eski barı FMS Bar. İnşaat dolayısıyla kapalı olduğu için içine giremedik ama rehberimiz kısaca tarihinden bahsetti. Bu bar zamanında bir çok önemli tarihi olaya şahitlik etmiş. İsmini “Federated Malay States” den alsa da 3 nesildir sahipleri aynı aileden olduğu için Ipohlular bu barı Father-Mother-Son şeklinde de adlandırıyorlar. İnternet’te biraz araştırınca çok uzun zamandır yenileme çalışmasının devam ettiğini fark ettik. Umarız bir sonraki ziyaretimizde açık yakalarız.

Sırayla Hint mimarisi ile yapılmış Masjid India (Hint Camisi) ve şu anda okul olarak hizmet veren, ikinci dünya savaşı sırasındaki Japon istilasında genel merkez olarak kullanılmış St. Micheal Institution’ın önünden geçiyoruz. Hepsinin ortasındaki yeşil alan bir futbol stadyumu.
Bir sonraki durağımız ise Malezya’nın en eski elit kulüplerinden biri olan “Royal Ipoh Club”. Eskiden sadece soylu ve beyazların kabul edildiği, 1985 yılında yapıldığı tahmin edilen bu kulüp Ipoh tarihi için oldukça önemli bir yapı. Kulüpte tek bir ağaç gövdesinden yapılmış, dünyanın en uzun barlarından biri bulunuyor. Japonlar özellikle İngilizleri aşağılamak için istila sırasında bu binayı çamaşırhane olarak kullanmışlar. Daha da üzücü olan bu istila sırasında barın yarısı parçalanmış. Çıkışta, 1909 yılında J.W.W Birch adına yapılmış, Birch Memorial’a uğruyoruz. Üzerinde dünya tarihindeki önemli kişilerin resimleri var. Hz. Muhammed’in de resmi varmış ama daha sonra Malay halktan tepkiler üzerine sildirilmiş.
Sırada ikinci dünya savaşı sırasında Japonların yaptırdığı Tayland-Burma arasındaki “death railway-ölüm demiryolu” olarak adlandırılan inşaat sırasında 250000 kişinin ve aynı zamanda birinci ve ikinci dünya savaşında Perak eyaletinden hayatını kaybeden insanların anısına yapılmış olan “The Cenotaph” anıtı var. Tam önünde bir adet “ipoh” ağacı fidanı var. Ipoh ismi eskiden burada yaşayan yerlilerin (aborjinlerin) hayvan avlamak için kullandıkları iğnelerin ucuna sürdükleri zehirli bir ağaçtan geliyormuş. Şehrin simgesi olarak buraya küçük bir fidan dikmişler.
Tam karşısında Ipoh Railway Station var. 1914-1918 yılları arasında ünlü mimar A.B. Hubback tarafından yapılmış.
Turumuza “Concubine Lane” ile devam ediyoruz. Çinli madencilerin tüm gün madenlerde çalıştıktan sonra gelip eğlendikleri cadde. Günümüzde eski misyonunu gerçekleştirmese de sevimli dükkanların olduğu renkli bir sokak haline gelmiş. Kendine has çok güzel bir yapısı var, kesinlikle bu sokağa bir uğramak lazım.
Son olarak da yolun karşısına geçip Plan B (Ipoh) ve Sekeping Kong Heng’e geçiyoruz. Plan B oldukça şık bir kafe, biz Çin lokal yemekleri ile keyfimizi bulduğumuz için oturmayı tercih etmedik. Sekeping Kong Heng de oldukça şık tasarlanmış bir otel. Yan binasındaki 1950li yıllarda yanan Çin tiyatrosunda performanslarını sergileyen sanatçıların kaldığı bir otelmiş zamanında. Şehre gelen bir çok turist bu otelde kalıyormuş ama fiyatları bizim bütçemizi biraz aşıyordu.
Hepsinin bulunduğu alan oldukça ferah ve doğası bozulmamış, hoş bir atmosfer yaratmışlar. Genç yaşta hayatını kaybeden ünlü Malay direktör Yasmin Ahmad’ın eserlerinin sergilendiği Yasmin at Kong Heng Museum de bu alanda yer alıyor, duvarlarda da asılı bazı eserleri mevcut.
Tur gerçekten çok bilgilendiriciydi. Bizim şansımıza mı bilmiyorum ama sadece bize özel tur olması da oldukça keyifliydi. Üstelik turların pahalı olduğu Malezya için de oldukça uygundu (İki kişi toplam 76 RM (20$). Mr. Kuppusamy’e (kuppusamy.ipoh@gmail.com) tekrar çok çok teşekkürler.