Cameron Highlands Malezya’daki en keyifli yerlerden bir tanesi. 19. yüzyılda İngiliz Sir William Cameron tarafından keşfedilmiş. İklim ve toprak yapısı çay yetiştirmeye uygun olunca da İngilizlerin göz bebeği haline gelmiş. Lüks oteller yapılmış, restoranlar açılmış. Yüksek rakım nedeniyle sıcaklık 30 dereceyi aşmıyor. Bu sebeple de kışı yaşamak ve doğa ile baş başa kalmak için biçilmiş kaftan. Şimdilerde Malezyalılar ve turistlerin es geçmediği Cameron Highlands, uçsuz bucaksız çay tarlaları, çilek tarlaları ve yürüyüş yolları ile beklediğinizden çok daha fazlasını sunuyor.
Nasıl Geldik?
Bir önceki durağımız olan Ipoh’ta, Cameron Highlands otobüslerin çoğu Amanjaya terminalinden kalkıyor. Şehir merkezinde olan otelimizden bu otobüs terminaline gitmek için Grab kullandık. 17 RM (4.16 Dolar) tuttu. Çok hızlı geliyorlar ve inanılmaz konforlu araçlar. Ipoh Amanjaya-Cameron Highlands otobüs biletimizi online aplikasyondan yine %10 indirimli aldık. Bilet almadan önce internete indirim kodu için bakmak iyi olabiliyor, bazen kampanyalar oluyor. Mesela biz kampanya sayesinde Perak Express otobüs firmasından kişi başı bilet fiyatı 18RM’ye (4.40 Dolar) aldık. Otobüs terminaline geç kalma derdimiz olmadığı için önceden almak işimize geldi.
Yola çıkar çıkmaz, Kuala Lumpur’a dönüş biletimizi almaya karar verdik. 21 Ocak’taki Thaipusam Hindu festivalini kaçırmak istemiyorduk. Yine indirimler sayesinde kişi başı 17.5 RM’ye (4.30 Dolar) 2+2 otobüslere biletlerimizi önceden aldık (2+1 otobüslere göre konfor azıcık daha düşüktü). Bu sırada zaman çok çabuk geçmiş, 09:30’da Ipoh’tan kalkan otobüsümüz iki saatten önce Cameron Highlands’e vardı. Otobüs terminali konaklayacağımız hostele 10 dakika yürüme mesafesinde olduğu için yürüyerek kolayca ulaştık.
Nerede Kaldık?
Sleepbox Hostel
Cameron Highlands’te kalınabilecek iki bölge var. Bir tanesi Tanah Rata, diğeri Brinchang. Daha merkezi olduğu için aynı zamanda otobüs terminaline yakın olduğu için Tanah Rata’da kalmaya karar vermiştik. Hostelimiz de otobüs terminaline 10 dakika yürüme mesafesindeydi.
Cameron Highlands’de dolanırken Brinchang’a da uğradık. İkisi de merkezi aslında ama ben yine Tanah Rata’da kalmayı tercih ederdim. Yine kapsül odada kaldık tüm Malezya’da olduğu gibi. Odalar çok kalabalıktı hatta oda yoktu:) Aynı alanda yaklaşık 40 kişinin kalabileceği odacıklar vardı. Tuvalet, banyo ortak ama kalabalığa rağmen çok temizdi. Nutella, fıstık ezmesi ve yerli çilekten yapılmış reçel, kızarmış ekmek, çay ve kahve dahil kahvaltı sunuyorlar. Ortak alan oldukça sevimli. Bir de resepsiyondaki görevli turlar ve yürüyüş yolları konusunda baya yardımcı oldu bize.
Neler Yaptık?
Yürüyüş Rotaları/Trekking Routes
Cameron Highlands’in dört bir yanı ormanlarla çevrili. Normalde diğer şehirlerde yürüyüş yolları için doğal parklara gidiyorduk, burada her yerdeler. Toplam 14 tane yürüyüş rotası var. Mevsime göre bazı rotalar kapatılabiliyor, güncel bilgiyi otellerden söylüyorlar. Bütün yürüme yolları “maps.me” uygulamasında var. Biz haritayı offline olarak indirip kullandık. İnternet her yerde çekmese de GPS harita üzerinde tam yerinizi gösteriyor. Bu sebeple tur rehberi kullanmadan kolayca rotaları tamamlayabildik.
Yürüyüş Rotası 10 (Trail 10)
Otele varınca aldık haritaları bir güzel inceledik. Trail 1 kapalıymış. Trail 8 de tehlikeliymiş, yağışlı mevsim olduğu için gitmememiz tavsiye edildi. Aslında Trail 4’ü yapıp Sam Poh Tapınağı’na uğrayacaktık ama Jaser Dağı’nın manzarası çok güzel oluyor diye duyunca kararımızı Trail 10 olarak güncelledik.
Tan’s Camelia Garden’dan başlıyor bu rota. Orta zorlukta bir parkur. Yaklaşık 1 saat içinde Jaser tepesine ulaşılıyor. Buradan sonra aynı rotadan devam edilebilir ya da Trail 12’den devam edilebilir. Trail 10 ve Trail 12’nin sonu elektrik işletmesinin oraya çıkıyor ve civarda bekleyen köpekler var. İnternette ısırılan bir adamın hikayesini okuduğumuz için cesaret edemedik köpeklerin yanından geçmeye gerisin geriye geldiğimiz Trail 10’dan geri döndük. Başka biri de sevimli köpekler bir zararları yok yazmış gerçi.
Trail 6 da bir diğer alternatifti ama onu denemedik artık. Saat 14:00 ’da başladığımız 1 saat gidip 1 saat döneriz dediğimiz turdan saat 19:00 ’da gün batmadan hemen önce şehre inebildik.
Yürüyüş Yolu 4 (Trail 4)
4 numaralı yürüyüş rotası hemen bizim kaldığımız Sleepbox Hostel’in arkasındaki Jalan Masjid sokağının üstünde. Aynı zamanda polis merkezinin karşısındaki parkın arkası. Yol üzerindeki Parit Şelalesi’ne 5 dakika ulaşılıyor. Yarım saat sonra parkur bitiyor. Bu parkur, şehir içinde nehrin kenarında çocuklu aile aktivitesi tam. Parkurun sonundaki golf sahasının oraya çıktıktan sonra buradan yürüyerek çilek tarlasına yol aldık.
Kırmızı Çilek Tarlası (Red Strawberry Farm)
Trail 4’ün çıkışındaki golf sahasından 20 dakika yürüyüş mesafesinde çilek tarlası. Ana yoldan yürümek gerekiyor çok keyifli bir yol değil aslında. Kırmızı Çilek Tarlası’na giriş ücreti almıyorlar, içerideki çilekleri toplayıp yiyebiliyorsunuz ücretli olarak ya da bizim gibi hazıra konup içerideki kafeden almak da bir seçenek. Fiyatlar 5-7 RM civarında. Boh Çay tarlasının kafesi gibi pahalı değil. Fiyatlara extra %6 servis ücreti ekliyorlar. Çilek reçeli pie, çilekli sundee ve kızarmış çilekli dondurma 20.60 RM (4.90 Dolar) Çilekler oldukça lezzetli bu arada:)
Tam yanında kaktüs bahçesi var ama pek ilgimizi çekmedi. Çıkış yolu üzerinde minik bir hayvanat bahçesi ve bolca saksı çiçeği satan dükkanlarla yetindik. Keşke hayvanları kafese koymak yerine açık alan yapsalarmış diye de düşündük o ayrı.
Yürüyüş Rotası 2 (Trail 2)
2 nolu yürüyüş rotası San Poh Temple’dan başlayıp yaklaşık 1 saatlik zor bir parkurun ardından Trail 3 ile buluşuyor. Tam birleşme noktasında minik bir Yosunlu Orman (Mossy Forest) var kesinlikle görmeye değer. Sanki buradaki yosunlar şehir dışındaki meşhur Yosunlu ormandakinden (Mossy Forest) biraz daha farklıydı.
Açıkçası bu yürüyüş rotaları arasında dolanırken hem çok keyif aldık hem de tek başımıza başarmanın gururunu duyduk. Bu yürüyüş yollarını herkes tek başına yapıyor, sadece biz değiliz gerçi.
Yürüyüş Rotası 3 (Trail 3)
Trail 2’den Trail 3’e geçince bu parkur çok kolay geldi. Aslında golf sahasının oradan bu yola girip tapınağın yanından çıkmayı planlıyorduk fakat yolda lafa dalınca kaçırmışız, ondan dönüş yolunda yaptık. Oldukça rahat bir yürüyüş yoluydu. Sohbet ederek tamamlamış olduk.
Cameron Highlands’de her ne kadar trekking turları tek başınıza yapabilseniz de Rafflesia çiçeğini görmek için bir tur rehberine ihtiyacınız var. Çok ender görülen bu çiçekleri ormanın derinliklerinde tek başına bulmanız kolay değil. En azından bizim için çok zordu. Trekking turunu kaldığımız otel üzerinden almayı tercih ettik. Otel görevlisi önce turları arayıp Rafflesia çiçeğini gösterebilecek miyiz diye soruyor. Hatta tur sırasında iki tane vardı biri daha tomurcuk halindeydi o sebeple biz diğerine gittik. Hilltop Tur’dan tur rehberimiz Nasir’den oldukça memnun kaldık. Kişi başı 98 RM (24 Dolar) ödedik öğle yemeği dahil değildi.
Yeme-İçme
Pakleh Chicken Rice Restoran (Lokasyon)
Tüm gün yürüyüş turundan döndükten sonra pek halimiz kalmadığı için hostelin hemen altındaki restoranda karnımızı doyurduk. Çok özellikli bir yemek yemesek de oldukça lezzetli ve ucuzdu.
Singh Chapati (Lokasyon)
Burası hayatımızda yediğimiz en güzel yemeklerden birini sunan Hint restoranı. Hindistan’ın Penjabi bölgesinin yemekleriymiş yani kuzey Hindistan. İlk görünce sadece turistler olduğu için biraz hayal kırıklığına uğradık çünkü yerellerin yemek yediği yerleri tercih ediyoruz. Hadi oturalım dedik, yağmur da başlamıştı tam. İyi ki kalmışız muhteşem bir Mutton Biryani, Chicken Masala ve Garlic Pratha yedik. Bize maliyeti 34 RM (8.34 Dolar). Alkol almayınca hayat baya uygun oluyor burada. Ertesi gün de gidip yine aynı yerde yedik. Bu sefer 50 RM (12.26 Dolar) tuttu.
Cameron Highlands’in bol oksijenli havasını içimize doldurduktan sonra artık Kuala Lumpur’a Thaipusam festivale gidebiliriz.
gocebeler 