
Seni hiç umursamayanların şehri Yangon ve kocaman gülümseyen insanlarıyla adeta içine çeken Hpa-An’dan sonra, turistler için tasarlamış Inle Lake minik bir şok etkisi yaratıyor önce insanda. Yolda yürürken herkes bir şeyler sormaya başlıyor sağdan soldan. Sonradan fark ediyorsun ki kendi halindeler aslında, kibarca teşekkür edince ısrar etmiyor kimse. Her ne kadar itiraf etmeye çekinsem de turistik olması çok da kötü bir şey değil aslında. Daha çok ATM, daha çok tur, daha çok otel ve çok fazla çeşit mutfak yani lezzetli yemek var.

Tüm bu artışların bir diğer sonucu olarak da yerleşik popülasyonun artışı, buna bağlı olarak daha çok tüketim, daha çok üretim var. Dünyanın her güzel köşesinin karşı karşıya olduğu risklerden biri olarak çeşitli etmenlerden dolayı gölün ekosistemi bozulmak üzereymiş, bazı balıkların nesli tükenme seviyesindeymiş mesela. İnternetten biraz araştırınca bu bölgede yapılan çeşitli projeler ve aktarılan paralar mevcut umarım sonuçları olumlu olur diye geçiriyorum içimden.

Biz hala göl çevresinde yaşayan, yıkanmak için göl suyunu kullanan insanlara, balık avlayan balıkçılara, berrak ve kokusuz göl suyuna ve gölün üzerindeki sebze bahçelerine ve nilüferlere şahit olduk ve kendimizi çok şanslı hissettik.

Hava biraz daha soğuk diğer şehirlere göre, hatta bulutlu bazen. Biz Aralık ayında yani kış mevsiminde geldiğimiz için 15-16 derece civarındaydı. Kendi çapımızda kışı yaşamış olduk. Bazen biz t-shirt giyerken yanımızda kaban giyen insanlara da şahit olmak ilginç bir deneyimdi. Shan bölgesinde yer alan Inle Gölü bizi kendine hayran bıraktı.
Nasıl Geldik?
Hpa-An’a gelirken Inle Gölü’ne direk geçebilme şansımız olacak mı bilmiyorduk çünkü otobüs biletlerine online olarak bakabileceğiniz bir site yok. Direk tren de yok ne yazık ki. Bizi otobüs durağında değil de otelimizin önünde indirdikleri için de otobüs biletini otele sormak zorunda kaldık. Ellerinde otobüs hatlarının olduğu bir liste var oradan bakabiliyorsunuz. Biz Hpa-An-Nyaungshwe VIP otobüs bileti için kişi 25000 Kyat verdik. Bileti alırken Shwenaung’de değil de Inle Lake’e daha yakın olan Nyaungshwe’de bizi indireceklerini özellikle teyit ettik. Otobüsler buz gibi oluyor, battaniye veriyorlar ama yine de hırkanız çorabınız olsun bizden tavsiye.
Hap-An’da bizi otelden alıp otogara değil de saat kulesinin yanındaki büroya götürdüler kalkış için. Otobüsümüz saat 19.00’daydı. Motorlu bir kadın gelip Mawlawyine-Hpa-An yolunda yağmur olduğu için otobüsümüz saat 20.30’da geleceğini söyledi ve gerçekten o saatte geldi. 13 saatlik yolculuğun ardından sabah saat 9.30’da Nyaungshwe’deydik.
Inle gölü bölgesine girerken otobüste giriş parası alıyorlar turistlerden, kişi başı 15000 Kyat. Biz çok algılamamıştık bu durumu varmadan önce iyi ki yeterli nakit vardı yanımızda.
Nerde Kaldık?
Inle Gölün’deki otellerin neden bu kadar pahalı olduğunu tekne turna çıkınca daha iyi anladık. Daha gitmek kısmet olmadı ama Maldivler’in fotoğrafları gibi. Tek farkı yatağından çıkıp kendini suya bırakamıyorsun çünkü göl, belki girenler vardır bilemiyorum.
Biz Nyaungshwe’de Joy Hotel’de kaldık. Tenke turları burdan kalkıyor, restoranlar, oteller, barlar da bu bölgede. Paylaşımlı tuvalet banyolu, kahvaltı dahil çift kişilik oda için gecelik 10 Dolar ödedik. Bize asma kattaki odayı verdiler çok hoşumuza gitti aslında. Resepsiyondaki kızlar çok tatlıydı, toplaşıp girişte televizyon izliyorlardı, arkadaşlarımızı çok özlemişiz kıskandık biraz. Otel odasını boşalttığımız gün otobüs saatimize kadar kahvaltı servis ettikleri balkonda bilgisayarlarımız ile takılmamıza izin verdiler, bize su da ikram ettiler:)
Neler Yaptık?
Inle Gölü klasiği; Tekne Turu
Tüm gününü suyun üzerinde geçirmek o kadar güzel bir şey ki kesinlikle denemek lazım. Arabaların trafiği, egzos kokusu, korna sesleri; gökyüzünü kapatan gökdelenler, alışveriş merkezlerinin ışıklı reklam panoları olmadan, suyun üzerinde balık tutan, çalışan, evine giden, yıkanan insanların günlük hayatlarına dahil olmak tarif edilemez.
Otellerin düzenlediği turlar oluyor, bir diğer alternatif yanınıza gelip tekne turu yapmak ister misiniz diye gelen kişiler. Tekne fiyatları 18000-20000 Kyat civarında. Bizim teknede yalnız olalım gibi bir isteğimiz olmadığı için grup tura katıldık. Kişi başı 6000 Kyat ve Shwe Inn Dein Pagoda’ya gitmek için ekstra 1000 Kyat karşılığında 6 kişilik teknede tüm günümüzü geçirdik. Rezervasyonumuzu Bright otelden yaptırdık.
Yemek Kursu
Sin Yaw Restoranda yemek yerken kafamızı kaldırınca yemek kursu yazısını gördük. Karşımızdaki Linn Htet Restorana gidip, Myo Myo ile tanıştık. Bu sefer Turgay da yemek kursunda bana eşlik etti:) Kişi başı 20000 Kayt bize biraz pahalı gelse de Burma yemeklerini keşfetme arzum ağır bastı. Önce pazara gidip malzemelerimizi tamamladıktan sonra, Myo Myo’nun evine geçtik. Önce yemeklerimizi yaptık sonra da öğle yemeğinde de afiyetle yedik.
İçimizde kalanlar;
Şarap Bağları (Red Mountain Estate Vineyards & Winery ve Aythaya Wine Resort)
Bizim ne yazık ki vaktimiz kalmadığı için gidemedik. Özellikle Red Mountain Nyaungshwe’e çok yakın. Bisiklet ya da taksi tutularak gidip şarap tadımı yapılabilir. Aythaya şarapları da bir kaç yerde karşımıza çıkmıştı. O da başka bahara bıraktığımız aktivitelerden oldu.
Kalaw’dan Inle Gölü’ne Trekking
Otobüsümüz Kalaw’a vardığında bir çok turistin neden indiğini anlamamız biraz geç oldu ne yazık ki. Herkes Kalaw’a gelip yol üzerinde konaklamalı trekking turları ile Inle Gölü’ne yürüyerek gidiyor. Fazla eşyalarınızı ise tur yetkilileri ayrıca ulaştırıyormuş. Keşke önceden bilseydik dediğimiz şeylerden biri oldu.
Yeme-İçme
Paw Paw’s Restaurant
Inle Lake’e vardığımızda sabah erken saatteydi. Her ne kadar erken otele giriş yapsak da bize bir gün öncesinin kahvaltısını vermediler ne yazık ki. Başladık sabahın 10’unda kendimize karnımızı doyuracak bir yer aramaya. Burası da yorumlarını çok beğendiğimiz bir yerdi ama öğlen açıldıkları için bekleyemedik fakat dekorasyonunu çok sevdik. Yemekleri de o kadar lezzetli olacağını düşündüğüm için buraya eklemek istedim:)
The Shan Noodle & Food House
Shan mutfağı Myanmar genelinde oldukça meşhur, özellikle Shan Noodle çorbaları favorimizdi. İki çorba bir bira 5000 Kyat tutunca daha da çok sevdik.
Sin Yaw Restaurant
İlk günümüzün sonunda fark ettik ki dünyanın her köşesinden güzel restoranlar var bu küçük kasabada. Denediğimiz ilk iki restoranı bulamayınca Shan mutfağında devam edelim diyip Sin Yaw Restorana geldik. İnternetteki yorumlardan daha güzel bir sofra ile karşılaştık desek yeridir, bir de atıştırmalık sundular, utanmadık bir tane daha istedik. Bu kocaman tabak 14000 Kyat yani yaklaşık 9 Dolar. Bu akşam en pahalı yemeklerimizden biri oldu ve tıka basa karnımızı doyurduk, bize toplam maliyeti 20000 Kyat. Zencefilli, limonlu, naneli ve ballı çayı bir harika.
Dosa King Restaurant (South & North Indian Food-Kuzey ve Güney Hint Mutfağı)
Myanmar’da olduğumuz süre boyunca Burma mutfağından pek çıkmak istemedik çünkü en güzel yemekleri yerinde buluruz diye düşündük. Tekne turunda tanıştığımız Hollandalı-Fransız çift bir önceki gün burada olduklarını söyleyince denemek istedik. Onlarca sayfadan oluşan menüsü arasından kendimize bir şeyler seçmeyi başardık. Hint mutfağına çok aşina değiliz ama referanslarımız çok iyi olduklarını söylediler, yorumlarda da Hindistan’dakinden daha iyi yazıyordu.
Inle Pancake Kingdom
Tatlı ile çok arası olmayan biri olarak itiraf ediyorum: Tatlı yemeyi çok özlemiştim ve soluğu kasabanın krepçisinde aldık. Bir baklava, fıstıklı burma, kadayıf değil ama muzlu çikolatalı bir pankcake sonuçta:)