1 – Şehir Merkezi ve Motor Kiralama
Meşhur Ninh Binh bölgesinde yer alan Tam Coc’a gecenin 4’ünde varmıştık. Bu kasabanın Ninh Binh şehrine göre daha sakin ve huzurlu olduğunu söylediklerinden buradan bir otel tutalım diye karar verdik. Hem Ninh Binh bölgesinde gezmeyi planladığımız yerler de bu kasabaya çok yakındı. Tabii gecenin 4’ünde küçük bir kasabada açık otel bulmak çok kolay olmadı. Yarım saat boyunca karanlık ve ıssız sokaklarda dolandıktan sonra açık bir yer bulabildik. Üstelik gece görevlisi amca bu saatte gelmemize rağmen bize ücretsiz geçici bir oda verdiği için saat 4’ten sabah 8’e kadar yumuşacık bir yatakta mis gibi uyuduk. Saat 8’de de kalkıp otelde yerimizi ayarladık. Motor da kiralıyorlarmış. Günlük 100000 VND’ye (4.29 Dolar) motorumuzu tuttuk. Benzinciden de 50000 VND’ye (2.14 Dolar) benzin aldık. Bize bir sonraki günün kahvaltısını da bugünden vermeye razı olduklarında dünyalar bizim oldu. Bir de lezzetli geldi ki anlatamam. Kahvaltımızı yapmış, saat 9’da yola çıkmıştık.

2 – Turuncu çiçekli ağaç (Lokasyon)
Tam Coc kasabasından çıktıktan hemen sonra karşımıza turuncu çiçekleri olan inanılmaz güzel bir ağaç çıktı. Ağaca aşık oldum resmen. Gri, bulutlu ve bol sisli havanın içinde bile turuncu çiçekleri nasıl güzel parlıyor anlatamam.
Ninh Binh Pirinç Tarlaları (Lokasyon)
Ağaç gözden uzaklaşıp iyice arkada kalana kadar baktım. Hemen ardından bu bölgenin dümdüz pirinç tarlalarının üzerinde birer birer yükselen dağları başladı. Biz sıra dağlara alışkın olduğumuzdan bu manzara daha bir güzel geliyor insanın gözüne. Bisikletli gruplar belirmeye başlıyor etrafımızda, demek ki buralarda dolanıyorlar. Benim fotoğrafını eklediğim yerin lokasyonunu ise başlıkta paylaştım. Tam orada bir otel varmış hatta:) Tabii biz bu sırada Turgay’ın kafasına göre girdiği pirinç tarlalarının içinden geçen 1 metre genişliğindeki ara yollardayız.

Thung Nham Kuş Parkı (Lokasyon)
Vietnam’da doğal güzellikleri küçümsememek lazım. Aman kuş parkı işte biraz abartmışlar diye geçiriyordum içimden ama kuş gözlem noktası hayatımda gördüğüm en güzel şeylerden biriydi. Tamamen doğal ortamlarında bir göletin üzerindeki ağaçların etrafında dolaşan, değişik sesler çıkartan yüzlerce kuş. Parkın diğer kısımları da güzeldi ama gözlem noktasına mutlaka gitmek lazım.

Biletler
Parkın bilet satış noktası, parkın biraz dışında. Lokasyonunu ekliyorum. Bilet ücreti kişi başı 100000 VND (4.29 Dolar), park ücreti 10000 VND (0.43 Dolar). Bu alanın içinde kuş gözlem noktasının yanı sıra, mağaralar, bin yıllık ağaç, yürüyen banyan ağacı, minik bir orman gibi alanlar da var. Yavaş yavaş gezmek için yarım gün hızlı bir tur için ise en az 3 saat lazım. Biletleri 10.00’da alıp, saat 14.30 civarında ayrılmışız parktan. Biz yürüyerek gezdik ama parkı bisikletle gezmek de mümkün. Girişte bisiklet kiralayabileceğiniz yerler var.
Tabela Vietnamca gerçi ama muhtemelen bisiklet kiralama ücretler, şu şekilde:
1 saat : 30000 VND, yarım gün: 70000 VND, tüm gün: 140000 VND
Şehir merkezinden altımızdaki motorsikleti 100000 VND’ye kiraladıktan sonra bu fiyatlar bize biraz pahalı geldi.
3 – Vai Gioi Mağarası
Biletleri aldıktan sonra motor yolunda ilk karşınıza çıkan yer Vai Gioi Mağarası. Mağaraya ulaşmak için ilk önce yaklaşık 400-500 basamak çıkmak gerekiyor. Alıştık artık, bir çırpıda çıkılıyor:)
Mağaranın içi üç bölümden oluşuyor. Mağaranın girişi dünya “tran gian”, mağaraya girdikten sonra merdivenlerden inerek ulaşılan kısım cehennem “dia nguc” ve o merdivenleri geri çıkıp yukarı doğru olan basamaklara tırmanıldığında ise cennet “thien duong” kısmına varılıyor. Cennet kısmında bir buda heykelinin olduğu kutsal bir alan mevcut.
Pes etmeyip biraz daha ilerleyince muhteşem bir manzaraya açılan demir parmaklıklarla çevrili minik bir alana ulaşılıyor. Aslında bu üç alanda farklı duygular hissediyormuş insanlar ama biz sadece manzaranın keyfini hissedebildik. Son iki günde çok fazla mağara gezmemizin etkisi diye düşünülebilir yoksa gerçekten etkileyici. Aynı basamakları geri inip devam ettik yolumuza, yolda dinlenen keçilere de selam vermeyi ihmal etmedik.
4 – Kuş Parkı Girişi
Motorsikleti park ettiğiniz yer Tam Coc bot turlarının yapıldığı nehrin kenarında. Biraz ayakları ile kürek çeken kadınları izledikten sonra parka doğru yürümeye başladık. Parkın girişi çok güzel. Mantara benzer budanmış sağlı sollu ağaçların olduğu gölün üzerindeki yürüyüş yolundan ilerliyorsunuz önce. Yolun bitiminde poz vermek için tasarlanmış yerler var. Mor salkıma benzeyen bu ağacın yapay olması büyük hayal kırıklığı yaratsa da çok güzel duruyor.

Parkın ortasında kocaman bir gölet bulunuyor. Göletin üzerindeki minyatür evler, bahçe düzenlemeleri, arka fondaki dağlar ve orman çok keyifli gözüküyor. Keşke her yapaylık bu kadar doğal dursa. Parkın içinde bir otel de var hatta. Bahçelerin arasından, tapınaklardan, güzel yürüyüş yollarından geçip dolanıyoruz etrafta.
Bin Yıllık Ağaç (A Thousand Year Old Tree)
Orman (Primary Forest)
Ormanın içinde bir yürüyüş yolu yok, daha doğrusu olan yol bir süre sonra bitiyor. Gerçekten ormana giriyorsunuz yani. Biz ilerlerken karşımızdan gelen bir turist ben yolu bulamadım biraz bakındım döndüm deyince ormanın derinliklerinde oyalanmayıp yolumuza devam ettik.

Kuş Gözlem Noktası
Öğlen saat 13.00 civarında kuş gözlem noktasına varmıştık. Gölün üzerindeki bambu köprüden ilerleyip taş merdivenlerden çıkınca adete cennete varıyorsunuz. O kadar az insan vardı ki, bir süre oturup bu manzaranın keyfini çıkarttık. Sessiz sakin huzurlu…
Denizkızı Mağarası (Mermaid Cave)
Uzun bir süre kuşları izledikten sonra geldiğimiz yoldan geri dönüp çıkışa doğru yürümeye başladık. Bu mağara diğer girdiğimiz mağaralardan farklıydı. Aslında her mağaranın ayrı bir özelliği vardı. Phong Nha Mağarası gibi ıslak bir mağara ama farklı olarak bu mağarada nehrin üzerindeki bambu köprüde yürüyerek ilerliyorsun. Tavan o kadar alçak ki girişten çıkışa kadar en fazla iki kere ayağa kalkabilmişizdir herhalde. Mağaradan çıktığımız yer biraz uzak, dağın etrafını dolaşıp giriş yerine geri yürümek gerekiyor.

Buda Mağarası (Buddha Cave)
Deniz kızı mağarasının hemen yanındaki gölde yer alıyor ve girişteki minik tekneler isteyenleri Buda mağarasına götürmek için bekliyorlar. Bird Park biletlerine bu kısım dahil değil. Kişi başı 20000 VND’ye (0.86 Dolar) 20 dakika sürecek şekilde ağır ağır kürek çekerek mağaranın içine doğru götürüp mağaranın derinlerindeki Buda heykeline benzer taşı gösterdikleri minik bir tur yaptırıyorlar. Mağaranın içi ışık almadığından zifiri karanlık. Aydınlatmayı size verdikleri fenerlerle siz yapıyorsunuz. Hafiften gerilim filmi hissi yaşatmıyor değil. 🙂 Meşhur Trang An ve Tam Coc tekne turlarının kısa versiyonunu burada yapmış olduk.
5 – Öğle Yemeği için Tuan Vu Restoran
Ninh Binh’de keçi eti meşhur diye duyduk ve tadına bakmaya karar verdik. Bu bölgede köpek eti de yeniyor gibi yazılar vardı internette ama biz menülerde de ve tabelalarda da görmedik. Keçi etinin de favorimiz olduğunu söyleyemem açıkçası ama diğer yemekler çok lezzetliydi. Biralarımız dahil toplam 230000 VND (9.86 Dolar) verip çıktık.
6 – Bich Dong Pagoda (Lokasyon)
Sabah yola çıktığımızda Bich Dong Pagoda’ya uğramıştık. Motoru park etmek istediğimizde 20000 VND istemişlerdi. Aslında çok değil biliyorum ama her yere 5000 VND verip burada 4 katı istediklerinde fazla geliyor. Biz de vermeyip devam etmiştik. O sebeple özellikle öğle yemeği için Tuan Vu Restoranı tercih ettik. Yemekten sonra motorumuzu restoranda bırakıp pagodayı ziyaret edip geri döndük, böylelikle park parası vermemiş olduk. 5 dakikalık yürüme mesafesinde.
Ninh Binh’deki en ikonik fotoğraflardan biri için Bich Dong Pagoda’nın kapısındaki taş köprünün üzerinde poz vermek gerekiyor. İçine girme niyeti olmayanlar bile gelip kapısında poz verebilir. Giriş ücreti yok bu arada tapınağa.
İçeride 3 tane tapınak var. Ha, Trung and Thuong. İlk karşınıza çıkan Ha Pagoda. Ha Pagodanın solundaki merdivenlerden yukarı çıkınca bir kısmı mağaranın içinde bir kısmı dışında kalan Trung Pagodayı görüyorsunuz. Pagodanın arkasındaki mağaranın içinden geçip tepeye çıkınca da Thuong Pagoda selamlıyor sizi. Tepeden manzarayı izlemek ise yine çok keyifli. Mağaranın sağ tarafında da merdivenler var aslında ama oraya nasıl geçildiğini bir türlü bulamadık.

7 – Mua Mağaraları (Lokasyon)
Park Sorunu
Mua Caves Vietnam’ın en turistik yerlerinden biri. Hal böyle olunca turisttir, buraya kadar gelmiş kesin parası boldur, koparabildiğimiz de kardır mantığı başlıyor. Asya’da turist olarak dolanırken öğrendiğimiz ilk şey sana ne derlerse yap, beğenmiyorsan yapma ama itiraz etmenin sana faydası olmaz! olmuştu.

Burada Türklüğümüz tuttu. Google yorumlarından okuduğumuz kadarı ile ilk önce Mua Mağarası yolundaki restoran sahipleri bizi durdurmaya çalışacaktı. Oldukça agresiftiler, demir çubukla kovalayanları bile vardı. Onları atlattık mı bilet alanında ücretsiz park yeri bulacaktık.
İşler o kadar kolay değilmiş. Önce ilk restoranlardan birinin sahibi bir amca yolumuzu kesti buraya park edeceksiniz diye. Motorun önünde durdu çakal izin vermiyor yoldan geçmemize. Mağaraya geldik diyoruz park burası yoksa git diyor! İlk restoran bu arada arkadakilerin hiç şansı yok hani ya da topluca onu seçmişler bilemiyoruz artık. 10 dakika dil döktük, o sırada arkamızdan bir turist motoru daha geldi, sonra yanımızdan bir Vietnamlı motorlu geçti, biz de bastık geçtik. İlk kısmı atlattık, bitmedi.

İkinci aşama kapının önündeki değnekçiler oldu. Ücretsiz olması lazım diyorum. Biri 20000 VND diyor bir diğeri 15000 VND. Ne koparabilirlerse artık. Sonra ben dayanamadım bilet gişesine sordum, ücretsiz olduğunu söyledi görevli. Çağırdım Turgay’ı gel buraya ücretsizmiş diye. Park ettik tam gidiyoruz elinde fiş koçanı ile başka biri geldi. 10000 VND istiyor bu sefer. Gittim bilet kontroldeki adama söyledim; hani ücretsizdi, bu adam kim para istiyor bizden diye. Bilet kontrolündeki görevli ücretsiz diyor ama bir yandan değnekçiden korkuyor falan saçma sapan işler. Kendi güvenlik görevlileri/çalışanları turistlerden haraç topluyor resmen. Ödemezsek de motora zarar verirler diye korkuyoruz bir yandan. Verdik parayı geçtik ama nasıl sinirlendim anlatamam. Vietnam’ın kuzeyi de insanları da daha güzel yazıyordu her yerde ama park paralarındaki çakallıkları yüzünden illallah ettik. Lafın kısası boşuna sinirlerinizi germeyin, verin 0.5 Doları rahat rahat geçin efendim.
Biletler Ücretleri
Giriş ücreti kişi başı 100000 VND (4.29 Dolar)
Park ücretini ne kadar yazsam bilemedim:) 10000-20000 VND
Efsaneye göre Kral Tran, Mua Tepesine dinlenmeye, dans ve müzik gösterilerini izlemeye geliyormuş. Bu sebeple bu yere “mua cave” yani “dans eden mağara ” denmeye başlanmış. Merdivenlerin başındaki ve tepedeki ejderha figürleri de dönemin mimarisinin özelliklerini taşıyormuş.
Tiger Mağarası
Biletimiz aldıktan sonra hızlı adımlarla ilerlemeye başladık çünkü güneş batmadan tepeye çıkmak, manzarayı görmek istiyorduk. Seyir kısmına gelebilmek için yaklaşık 500 basamak tırmanmak gerekiyor. Tüm gün o kadar yere tırmandık ve yürüdük, burayı da bir çırpıda çıkacaktık ki gözümüze sağ taraftaki kaplan mağarası çarptı. Hızlıca içine girip şöyle bir çıktık.
Bir yerde okuduğum dağın arkasındaki Mun Cave’i ise göremedik çünkü her turist gibi bizim de önceliğimiz manzarasıydı ve bu kısmı sona bırakmıştık. Tam kapanmadan önce anca tepeden indiğimiz için bir sonraki sefere bıraktık. Zaten Mua Caves’e giden kimse bu iki mağaradan söz etmemiş, Mun Cave diye bir yer var mı emin değilim hatta. Mua Mağaraları yerine Mua Tepeleri deselermiş keşke:)

Merdivenlerden yukarı çıktığınız zaman yol ikiye ayrılıyor. Sağ taraf Quan Am/Lady Buddha (Goddess of Mercy) heykelinin olduğu tapınak ve arkasındaki dragon heykelinin olduğu kısım “Ejderha Tepesi”; sol taraf ise yine başka bir pagodanın olduğu Mua Tepesi.

Seyir Tepesi 1-Ejderha Tepesi
Biz önce sol tarafa doğru ilerleyip dragon heykelinin olduğu tepeye çıktık, muhteşem Ninh Binh manzarasını ve Mua Tepesini izledik.
Seyir Tepesi 2- Mua Tepesi
Sonra karşı tarafa geçip Ngo Dong Nehri ve ejderha tepesinin manzarasının keyfini çıkarmaya devam ettik.
Hava kararınca ve tepedeki son insanlar da inmeye başlayınca bu güzel manzaralara veda ettik ve inişe geçtik. Çıkıştan önce Mua Caves bilet alanının içinde kalan konaklama ve restoranlar da mevcut, onların da önünden geçtik. Park alanında bir tek bizim motor kalmıştı neyse lastikleri indirmemiş amca. Atladık motora Tam Coc’taki otelimizin yolunu tuttuk.