Vietnam’a ilk geldiğimizde bu kadar modern ve gelişmiş bir şehir ile karşılaşacağımızı tahmin etmiyorduk aslında. Cıvıl cıvıl insan kaynayan sokakları, hareketli gece hayatı, ışıldayan koloni binalarının oluşturduğu merkezi, adım başı sokak yemeği satıcıları, tarihi, müzeleri ve muazzam motosiklet trafiği ile bizim başımızı döndürdü. Sokaklarında  dolandık durduk, nehir kıyısına her ulaştığımızda uzun uzun izledik. Evet, bu şehirde motosiklet kiraladık ve bir tane motosikletli turistin olmadığı trafiğinin içinde yolumuzu bulabildik.

Nasıl Geldik?

Phnom Penh’den Kamboçya’ya veda ederken içimiz biraz buruktu. Sanki yeni alışmıştık bu ülkeye ve şimdi ise ayrılık zamanı gelmişti.

Phnom Penh havaalanına Grabtuktuk ile gidiş

Saat 17.05’deki uçağımız için saat 14.00’de otelden yola çıktık. Tüm Kamboçya seyahatimiz boyunca kullandığımız Grabtuktuk uygulaması bu sefer de yardımımıza koştu. 2.5 Dolar karşılığında hava alanınına rahat ve hızlı bir yolculuk yaptık.

Phnom Penh’den Ho Chi Minh City’ye uçak yolculuğu

Aslında Phnom Penh’den Ho Chi Minh City otobüs ile çok yakın. Bütün planlarımızı otobüs ile gitmek üzerine yapıp erkenden Phnom Penh’e dönüp Vietnam vizesine başvurmaya çalıştık. Bir şanssızlık eseri Vietnam vizemizi Kamboçya’dan alamadık daha doğrusu vizeye başvuramadık. Elimizdeki davetiye mektupları ile vizemizi Ho Chi Minh City hava alanında (Tan Son Nhat International) almamız gerektiği için kişi başı 108 Dolar ödeyerek uçak biletlerimizi almak zorunda kaldık.

Qatar Airways uçağı bizi indirdikten sonra Doha’ya devam edeceği için kocamandı. O kadar para vermemize rağmen 40 dakika sürecek diye bize yemek vermediler. Kendimize zorla kahve ikram ettirip Tan Son Nhat International Hava Alanına 17.50 civarında indik. Kamboçya’da bagaj teslimi sırasında görevli bayan bize Vietnam’dan ayrılış uçak biletimizi sormuştu. Ülkeye girip giremeyeceğimiz belli olmayınca almamıştık. Biletlerimiz olmadığı için bu konuda bilgi verdiğine dair bir kağıt imzalattı bize. Panikten ölsek de Vietnam kapı vizesi alırken ya da pasaport kontrolde sormadılar.

Kapıda Vietnam vizesi

İner inmez ilk işimiz vize kısmına gitmek oldu. Davetiye mektuplarımız, önceden doldurduğunu başvuru formları ve 1 fotoğraf ile “landing visa” kısmına gidip evraklarımızı sunduk. Vize evraklarını teslim ettikten 10 dakika sonra adımızı okuyup çağırdılar ve basılı vizemizi gösterip tek girişli vize ücreti olarak kişi başı 25 Dolar istediler. Vizemizi aldık ve “all passport” yazan yere doğru pasaport kontrol sırasına ilerledik. Burada yaklaşık yarım saat pasaport kontrolümüzü beklerken de bilet soracaklar mı acaba tedirginliği yaşayıp, pasaportumuza giriş damgasını aldıktan sonra rahatladık. Daha detaylı bilgi için buraya alalım sizi.

Para çekme ve hat alma

Sıra para çekip hat almaya geldi. Hat için en bilinen marka biraz bütçemizi aşınca  Vinaphone imdadımıza yetişti. 30 gün geçerli 9 GB data kartı 135000 VND (5.91 Dolar) karşılığında aldık. Sonra da Citibank’tan %1 komisyon ile (60000 VND) 6 milyon VND (258 Dolar) çektik. Diğer masraflarla beraber %4 kayıpla para çekebilmiştik. Bizden tavsiye bulabilirseniz VPBank ATM’lerini kullanmanız, 10.000.000 VND (440 Dolar) çekebiliyorsunuz ve bu kayıp oranları %2-3’lere iniyor. 

Hava alanından şehir merkezine ulaşım

Hava alanından çıkınca şehir içine giden otobüsler gözüküyor hemen. Akşam 6`ya kadar 152 numaralı otobüs, 6’dan sonra 109 numaralı otobüs 20000 VND (0.86 Dolar) karşılığında şehir merkezine götürüyor. Gideceğimiz yere en yakın durakta inip oradan otele yürüdük.

Nerede Kaldık?

Giang Hotel (Lokasyon)

Şehrin merkezinde her yere yakın olduğu için tutmuştuk bu oteli. İyi de oldu aslında hava alanından geldiğimiz otobüsün durağından 5 dakika yürüyerek ulaştık. Ho Chi Minh City’de oteller biraz pahalı onun için uygun fiyatlı otellere yöneldik. Onlarda da güneş almama durumu olabiliyormuş. Tutarken baktığımız resimlerde cam ve perde gözükse de  camlar dışarıdan tuğla ile örülmüştü. Önceden ayarladığımız 2 geceyi kaldıktan sonra kendimizi başka bir otele attık.

Ücreti: Çift kişilik tuvaleti banyosu içinde klimalı camsız oda 11 Dolar.

Phuc Khanh Hotel (Lokasyon)

Önceki otelimiz ışık almayınca ben otel değiştirmek istedim. Yeni odamızın kocaman bir camı vardı, ışık olduğu gibi bizim yüzümüze vuruyordu sabahları. Gün ışığı ile uyanmayı nasıl seviyorum anlatamam. Otelin hem odası hem de yeri çok merkeziydi. 

Ücreti: Çift kişilik tuvaleti banyosu içinde klimalı kocaman pencereli oda 19 Dolar.

Neler Yaptık?

Şehrin Kalbi Bui Vien Caddesi (Bui Vien Walking Street) (Lokasyon)

Burası şehrin kalbinin attığı yer, enerjisi inanılmaz güzel. Bangır bangır müzik çalan barlar, restoranlar, sokak satıcıları, sokaklarda oturan içen insanlar… Evet biraz da turistik ama Kamboçya’dan sonra bize iyi geldi diyebilirim. Mekanları pek beğenmedik, yiyecek içecek fiyatları gereksiz pahalı ama caddede şöyle bir yürüdük nasıl mutlu olduk anlatamam.  Biz fotoğrafları çok güzel çekmeyi becerememişiz burası İstiklal Caddesi gibi bir yer aslında.

Bir Hindu Tapınağı Temple Goddess Mariamma (Lokasyon)

Nerede bir Hindu tapınağı görsek içimiz neşe doluyor. İçeride bir merasime denk gelir miyiz acaba diye merakla dalıyoruz. Arada özel günlere denk geldiğimiz oluyordu aslında ama bu sefer olmadı. Hatta bu tapınakta olması da biraz imkansızmış.

Yaklaşık 100 yıl önce Vietnam’a gelen Tamil bölgesi Hintlileri tapınağı yapmışlar fakat şu anda yeterli Hint nüfusu olmadığı için tapınağı genellikle Vietnamlılar ziyaret ediyormuş. Şu ana kadar Güney Doğu Asya’da gördüğümüz tüm Hint tapınakları Güney Hindistan, Tamil bölgesi tapınaklarıydı. Eğer meraklıysanız tapınağın içindeki duvarlarda çeşitli bilgilendirme tabelaları da mevcut. Biz hepsini tek tek okuduk.

Ucuza terlik almak için Ben Thanh Market (Lokasyon)

Tapınaktan çıktık karnımız acıktı ne yesek ki derken bir baktım Turgay’ın terliği kopmuş. Çıplak ayak yürüyor yollarda. Baktık yakınlarda kocaman bir çarşı var hemen yolumuzu oraya çevirdik. Ben Thanh markette ne ararsan var. Hediyelik eşya, incik boncuk, şapka, çanta, kıyafet almak için gelinebilir belki. Bizim kapalı çarşı gibi. Malum sırt çantası ile geziyoruz, gerekli olmadıkça bir şey almadığım için bana çok cazip gelen bir yer olmadı. Ucuza terlik aldık çıktık. 100000 VND (4.31 Dolar)

Bağımsızlık Sarayı (Independence Palace) (Lokasyon)

Şehirdeki ilk turistik aktivitemiz bu saray oldu. Vietnam tarihi için çok önemli bir yer burası ve bence bizim yaptığımızın tersine önce savaş müzesini gezip sonra buraya gelmek daha bir anlam katıyor sürece. Kısaca Vietnam önce Fransız sömürgesinden kurtulmak için sonra da Amerika’yı topraklarından çıkarmak için uzun yıllar mücadele vermiş. Bu saray da Fransızlar ilk ülkeye girdiğinde yapılıp sonra iki defa yenilenmiş. En çarpıcı sahne ise Amerika himayesi altındaki Güney Vietnam düştüğünde saraya giren tankın olduğu fotoğraf. Diğer tüm bilgiler açıklamalarıyla beraber detaylı bir şekilde  sarayın duvarlarında anlatılmış .

Bilet gişesinin olduğu tarafta “From Norodom Palace to Independence Palace 1868-1966” sergisinin olduğu binayı atlamamak lazım bence. İçeride İngilizce açıklamalar mevcut ondan biz audio guide almadan gezmeyi tercih ettik.

Bağımsızlık Sarayı bileti : 40000 VND (1.72 Dolar)

Sergi bileti: 40000 VND (1.72 Dolar)

Bağımsızlık Sarayı ve Sergi Bileti Kombine: 65000 VND (2.80 Dolar)

Notre Dame Katedrali (Notre Dame Cathedral of Saigon) (Lokasyon)

1863-1880 yılları arasında yapılan bu kilise Ho Chi Minh City’deki görkemli koloni yapılarından bir tanesi. Kilisenin birçok yapı malzemesi Fransa’dan getirilmiş. Eskiden Saigon Kilisesi olarak adlandırılan bu görkemli yapı, önünde bulunan Meryem Ana heykelinin yerleştirilmesinden sonra Notre Dame Katedrali ismini almış. 2005 yılında görgü tanıklarının dediğine göre bir gün kilisenin önündeki Meryem Ana heykelinin gözünden yaş akmış. Hatta bu mucizevi olayı görmeye gelen insanların oluşturduğu trafiği çözmek için polisler duruma el atmak zorunda kalmış. Hayal etmedik desek yalan olur herhalde.

Şehrin tam ortasında olduğu için yürüyerek kolayca ulaşabiliyor. Haziran 2020’ye kadar tadilatta olduğu için içini gezemedik ama pazar günleri ayin yapılıyormuş. O gün görülebilir sanırım.

Saigon Merkez Postanesi (Saigon Central Post Office) (Lokasyon)

Notre Dame Kilisesinden yolumuzu 1886-1891 yılları arasında yapılan postane binasına çeviriyoruz. Binanın içi oldukça etkileyici. İçine girip sağ ve sol tarafta bulunan hediyelik eşya satan yerleri şöyle bir turladık sonra ortadaki banklara oturup bir süre binanın içini izledik. Postane hala çalışıyor bu arada, kartpostal yollamak da iyi fikir:)

Saigon Yönetim Binası (Ho Chi Minh City People’s Committee) (Lokasyon)

Yürümeye devam edip biraz ilerisindeki yine bir Fransız koloni mimarisi olan belediye binasının önüne geliyoruz. 1989 yılında otel olarak yapılan bina Nguyen Hue Bulvarının başında yer alıyor. 1975 yılında yönetim binası olarak kullanılmaya başlanmış. Şu anda halka açık olmayan binanın önünde Ho Chi Minh’in bir heykeli var.

 

Nguyen Hue Yürüyüş Yolu (Nguyen Hue City Of Walking) (Lokasyon)

Burası bence şehrin en güzel yeri. Belediye Binası ile başlayıp nehre kadar uzanan ortasında trafiğe kapalı yürüyüş yolu bulunan caddede akşamüstü yürümek daha bir keyifli. Işıklı su şovuna denk gelmek, pek bir görkemli gözüken belediye binası ve Ho Chi Minh heykeliyle fotoğraf çekilmek ya da Cafe Apartments’a şaşkın gözlerle bakmak olmazsa olmazı bu caddenin.

Kafeler Apartmanı (Cafe Apartments) (Lokasyon)

Nguyen Heu Caddesi’ndeki bu binada yan yana üst üste sıralanmış bir sürü kafe var. Yerleşim yeri olarak gözüktüğü için ticari kazanç elde eden bu kafelerin varlığı yasal değilmiş yani ne kadar zaman daha olacak bilinmez, onun için bu ışıl ışıl apartmanın önünde biraz zaman geçirip, fotoğraf çekenleri izledik, fotoğraf çekimlerine yardımcı olduk. Baya da eğlendik.

Köşebaşı Sokak Yemekleri

Ho Chi Minh City’ye gelince Turgay ile birbirimize baktık ve gülümsedik. Çünkü bu şehirde hem ucuz hem de lezzetli sokak yemeği var. Tayland gibi gece pazarlarında da değil, her köşe başında ya biri ekmek arası bir şeyler satıyor ya krep yapıyor ya çorba, meyve suyu vs. En keyiflisi ise otelimizin tam karşısındaki köşe başı biracısıydı. Biz oturup birer bira söyleyince yandaki amca bize krem peynir (La Vache Qui Rit) ikram etti. Ayıp olmasın diye yedik bir tane daha verdi. Vietnam’da çok krem peynir tüketiliyor bu arada.

Savaş Kalıntıları Müzesi (War Remnants Museum) (Lokasyon)

Bu müzeyi Bağımsızlık Sarayı ile aynı güne sığdıramadık. İyi ki ayrı bir gün ayırmışız çünkü 4 saatte anca tamamladık turumuzu. Bilet alırken bilgi vermedikleri ama içeride bulunan broşürde açıklandığı üzere tura 2. kattaki 1 numaralı odadan başlamak lazım. Biz ilk katı da başta bir süre dolandık.

Vietnam Savaşı öncesi ve sonrasını, dünyaya etkilerini muazzam bir şekilde anlatmışlar. Tarihi kazananlar yazar cümlesini burada daha bir hissediyor insan. Kişi başı 40000 VND (1.72 Dolar)

Opera Binası (Municipal Theatre’s Ho Chi Minh City) (Lokasyon)

Belediye binası, postane ve Notre Dame katedraline  çok yakın olan opera binasını şehrin o tarafındayken atlamışız. Savaş müzesinden çıkınca önünden geçtik. Aslında gece geçmemiz iyi olmuş 1897 yılında yapılmış koloni zamanından kalma bu bina gece ışıklandırması ile inanılmaz güzel gözüküyor. Bu sefer bilet alıp içini görme şansımız olmadı, bir dahaki sefere artık.

Saigon Nehri Kıyısında Yürümek

Nguyen Hue Caddesi’nden Ho Chi Minh heykelinin aksi yönünde yürüyünce Saigon Nehrine çıkılıyor. Ana yolu geçmek biraz tehlikeli gözükse de, öbekleşen insanların yanına eklenip, aralıksız akan trafiğin içinden nehir tarafına geçebildik. Tırabzanlara yaklaşıp şehrin karşı tarafındaki ışıl ışıl gökdelenleri görebiliyorsun. Nehirden geçen yük gemilerini ya da demir atmış kocaman yolcu gemilerini izlerken, sokak satıcılarının stantlarını yan gözle süze süze yürümek çok keyifli geldi bize. Bir yandan bir şeyler yeyip içip bir yandan oturmuş nehri izleyen Vietnamlıları görmek de güzel oldu çünkü şehrin sadece turistlerden ibaret olmadığı, kendisinin de yaşadığı çok güzel hissediliyor.

Mong Köprüsünde (cầu Mống) Akşam Yemeği (Lokasyon)

Nehir boyunca biraz daha ilerleyince neredeyse hiç turistin olmadığı, gençlerin çekirdek yiyip bira içtiği, bir yandan müzik yaptıkları Mong köprüsünü fark ettik. Akşam yemeği için nehir manzaralı güzel bir alternatif bulmuş olduk. Köprünün hemen altındaki sokak satıcısından ne olduğunu pek anlayamadığımız menüden şansımıza bir şeyler söyleyip beklemeye başladık. Yediğimiz değişik şeylerin verdiği mutluluk tarif edilemez. Baktık hoşumuza gitti ertesi gün bir daha gittik, çekirdek yedik atıştırmalık bir şeyler istedik, nehre baktık, buzlu biramızı yudumladık.

Cu Chi Tünelleri ve Motosiklet Kiralamak

Ho Chi Minh City’de yapılabilecek en çılgın şey motosiklet kiralamak ve tam iş çıkışı saatinde trafikte olmak. Biz ikisini de yaptık. Motosiklet kullananlar Vietnam ayrı diyorlardı gerçekten öyleymiş, böyle bir şeye de ilk defa şahit olduk. Milyonlarca motor sağdan soldan kaldırımdan ilerleyip inanılmaz bir trafik oluşturuyorlar. Trafik sadece motorlardan oluşuyor neredeyse, arabalar sınırlı sayıda o sebeple yavaş da olsa akıyor ama her an pür dikkat yolu izleyip sürekli devam etmek gerekiyor. Herkes usta bir motorcu bu şehirde. Sola dönmemiz gereken bir anda sağ şeritte kalınca, otele gitmek için yolu yarım saat uzatmış olduk mesela. Motordan indiğimde bacaklarım kasılmaktan acıyordu. Tünellere nasıl gittik, detaylar burada!

Çalışma Molası Kai Coffee (Lokasyon)

Son gün kendimize bir çalışma arası verip bilgisayarlarımız ile hem bir şeyler atıştırmak için hem de uzun uzun oturmak için bu kafeye geldik. Yeri de oldukça yakın, serin ve çalışmaya uygun. 4-5 saat takıldık ve 200000 VND (8.57 Dolar) bıraktık.

Yeme-İçme

Nhà Hàng Asian Kitchen (Lokasyon)

Tam da kaldığımız otelin sokağında bir yerel lokanta burası. Yerel derken Vietnam yemekleri sunuyor ama gelenlerin hepsi turist. Pho (Vietnamese Noodle Soup) Ve Bun Thit Nuong (aynı yemeğin çorba olmayan hali azıcık fıstık var içinde) ve tabii ki 2 bira (Bia Saigon). Toplam 170000 VND (7.32 Dolar) tuttu. Sonra buraya bir daha gelip timsah ızgara ve köri yemeği deneyip, biralar dahil 220000 VND (9.43 Dolar) verdik.

Phú 24 (Lokasyon)

Phú (Noodle Soup) Vietnam’ın en meşhur yemeklerinden biri. Sabah kahvaltısı olarak iki küçük kase çorbaya toplam 58000 VND (2.5 dolar) verdik. Uzun zamandır bu kadar ucuza karnımızı doyurmamıştık. Bizim damak zevkimize inanılmaz uygun. Malezya’da da Çin yemeklerini çok sevmiştik, Vietnam’da aşık olduk.

Bún Bò Nam Bộ Bà Bà (Lokasyon)

Trip Advisor’dan bulup geldiğimiz mekan enfes springrolls yapıyor. Açık ara yediğimiz en iyi kızarmış spring rolls buradaydı bence Turgay o kadar beğenmedi. Menüsünde iki çeşit var zaten birini ben diğerini Turgay aldı. Üzerinde kendi reklamları olmasına rağmen 2000 VND ıslak mendil ücreti kesiyor. Başka bir yerde okumuştum aklıma geldi ama temizlik hissi başka. Toplam 124000 VND (5.35 Dolar) bıraktık kaçtık.

Phó Thin (Lokasyon)

3 gündür ne yiyoruz tahmin etmek çok kolay. PHO! (çorba) Doyamadık bir türlü. Aslında çevredeki lüks restoranların dışındaki tüm minik yerler çorbacı ya da bize öyle denk geldi. Burada et ve kıyma olarak ayırmışlar. Bir kase ücreti 50000 VND (2.15 Dolar) ve kocaman geliyor. Üstünü sarımsak, fıstık, acı ve tatlı soslar ve otlarla (fesleğen, maydanoz, nane vb.) ile süsleyebiliyorsun. 1 bira dahil toplam 120000 VND (5.15 Dolar) bıraktık.

Five Boys Number One Smoothies (Lokasyon)

Önceki gün Bui Vien Caddesinde yürürken ara sokaktan gelen ızgara kokuları inanılmaz güzel gelmişti. Birçok restoran ve sokak yemeği satıcısı var ama kömür ateşinde ızgara muhteşem bir şey. Kömür ateşi acayip lezzet katıyor, mangal keyfi veriyor. 80000 VND (3.43 Dolar) karşılığında ağzımızın tadı yerine gelmiş, gömülmüşüz, fotoğraf çekmeyi yarısını bitirince akıl ettik.