Kamboçya’nın en güzel kasabalarından biri Kep bence. Sakin, sevimli, kendi halinde. En merkezi yeri plajın olduğu yer. Burası denize girmek için ya da sıcağın altında kalmaktan sıkılınca sağda solda olan onlarca hamaktan birine yatıp kitap okumak için en ideal yer.

Plaja yürüyerek yarım saat mesafede Kep’in yengeç pazarı ve hemen yanında da denize nazır akşam yemeği yenilebilecek restoranlar var. Yengeç pazarının da bir nevi merkez olduğunu söyleyebiliriz. Kep plajı, yengeç pazarı ve oteller birbirine çok yakın değil. Biz yürüyerek ve tuktuk kullanarak çözdük işi ama bisiklet veya motosiklet kiralamak da ulaşımı baya kolaylaştırıcı birer seçenek. Hazır motosiklet kiralamışken tuz ve karabiber tarlaları da gezilebilir. Her ne kadar Kampot biberi diye geçse de Kep’e oldukça yakın tarlalar var. Biz ismine aldandık Kep’e çok yakın bir karabiber tarlasını, bir sonraki durağımız Kampot’tan motosiklet kiralayıp gezdik o ayrı:)

Kep’teki oteller çok sevimli, bir çoğunun kendi restoranı var. Böylelikle restoran aramak gerekmiyor her öğün için. Tüm gün yayıla yayıla kahvaltı yapıp sonra öğle yemeğine geçip ardından akşam yemeği ile bağlamak mümkün:) Kelimenin tam anlamıyla hamakta sallanma tatili için mükemmel bir yer!

Nasıl Geldik?
Önce internette saatlerce araştırma yaptık. Bir önceki durağımız Malezya online otobüs bileti alınabilecek en muhteşem ülkeydi. Bu kolaylıklar ülkesinden Kamboçya’ya gelince afalladık bir an. Online alınan biletlerle ilgili birkaç olumsuz yorum okuduktan sonra Kamboçya’da biletleri otelden almaya karar verdik. 8 Dolara Phnom Penh-Kep biletimizi aldık. Saat 13:10’daki otobüsümüz için bizi otelden 12.00 gibi aldılar. Biletlere genelde otobüsün kalktığı yere tuktuk servisi de dahil oluyor. Her zaman otogardan kalkmıyor turist otobüsleri. Şehrin herhangi bir yerinden kalkabiliyor ya da otelden alıp yola devam ediyorlar. Online bilet almaya cesaret edememizin bir sebebi de kalkış yerlerini tam anlayamamamız oldu, aradaki fiyat farkı da tuktuka gidecekti nasılsa.
Phnom Penh’den Kep’e 10-15 kişilik lüks mini-otobüsle geçtik. Yolda Steung Mean Chay Bakery diye bir fırında duruyor. Enfes bir yeşil soğanlı sarımsaklı baget aldım sonra da sızmışım. Yorgunluk başa bela. Akşam 17:00 civarında Kep merkezdeydik. Otobüs Kep Plajının önünde bıraktı. Kalacağımız otel yarım saat yürüme mesafesinde olduğu için tuktuk ile 2 dolara otele geçtik.
Nerede Kaldık?
Kymer Village Bungalows (Lokasyon)
İlk defa internetten oda tutmak yerine hostelde ayarlayalım direk dedik onda da ucuz odaları kaçırdık😄 7 Dolar gözüken odalar bitince 12 Dolar vermek durumunda kaldık. Hostelde ışık almayan tek oda bizimkiydi herhalde ama tuvaleti banyosu da içindeydi. Klimalı olduğu için rahat ettik. Yengeç pazarına yürüyerek 10 dakika sürüyor, ana yolun yanından yürünüyor. Yol biraz karanlık ama huzursuz hissetmedik kendimizi. Oradan merkezdeki plaja da yürüdük. Dönüşte tuktukçular sağolsunlar bizi otele bıraktılar 2.5 Dolara. Ortak alanı oldukça keyifli sosyalleşmek ve yeni insanlarla tanışmak için. Yemek servisleri de var.
Visal Sak Guest House (Lokasyon)
Kymer Village Bungalows’dan çıkıp yan binaya girince bu hostele geliniyor. 7 Dolar otel odası bulunca tuvaleti banyosu içinde atladık hemen. Kocaman bir otelmiş burası. Çok beğendik. Işık alan yatak odasının yanında banyosu da olunca keşke ilk buraya gelseydik dedik. Özellikle restoran kısmı çok güzel. Hem yemekleri çok lezzetli hem de çalışmak için çok iyi. Bir de biranın yanında fıstık veriyorlar, en sevdiğimiz şey!
Neler Yaptık?
Kep Plajı
Şu ana kadar gördüğümüz plajları üçe ayırabiliriz. İlki tropik adalardaki beyaz kumlardan mavi sulara atlanılan muhteşem ötesi plajlar. Genelde turkuaz veya masmavi renkte olup dalgasız olurlar ve denizin dibini görebilirsin. Sığ oldukları için ve civarda kayıklar olduğu için yüzmek yerine çimmek daha keyifli olabilir. İkinci plajlar ise sarı renkte kuma sahip olan plajlar. Bunlarda denizin dibi genellikle görülmekle birlikte renkleri yeşil veya mavi tonlarında olup bir yerden sonra derinleşip boyunu aşar. Yani rahat yüzülebilen plajlardır. Üçüncü plajlar ise yine güzel sarı/beyaz renkte kumsala sahip olan insanların plajda daha çok takıldığı açık denize bakan denizinin dalgalı olduğu plajlar.

Bence Kep plajı üçüncü kategoriye giriyor. Bu tarz plajlara da gidip yüzdüğümüz ve keyif aldığımız yer çok oldu ama Kep plajının bir diğer özelliği ise plajda hiç gölge olmaması. Ben denizden çıkınca güneşlenmeyi ve mayomu kurutmayı seviyorum. Turgay ise güneşte kesinlikle durmuyor çünkü Chiang Mai’deki düşüşünden sonra yüzünde oluşan lekeyi güneşin altında yakıp daha belirgin hale getirmek istemiyor. Bu sebepten biz anlaşıp Kep’in denizine girmedik. İkimiz de üşendik galiba. Plajda da güneşlenmedik. Sahil boyunca yengeç pazarından ana plaja yürüdük sonra da bir ağaç gölgesi bulup kenarda oturduk denizi seyrettik. Bazen insan çok yorgun oluyor, yüzmeye bile üşeniyor.

Hamakta Sallanmak
Denize girmemiş olabiliriz ama plajın keyfini çıkardık. Kep’te otobüsten indiğimiz ilk anda sağda solda gördüğüm hamaklarda kesinlikle sallanmak istiyordum. Bence Kep’in en ikonik şeyi hamakta sallanmak:) Her şeyin olduğu gibi bunun da bir maliyeti var ve merkezdeki hamakçılar çok pahalı. Hamakta yatan bir çifte yanaşıp ne kadar verdiklerini sordum. Hamak bedava ama buradan yaklaşık 20 Euro’luk yemek yedik dedi. 4 kişilik hamak kümesine, 4 kişi gelip kişi başı 5 Euro harcamak mantıklı da biz o kadar veremezdik. Bir sonrakinde şansımızı denedik bu sefer menüyü isteyerek. Aman Allahım nasıl fiyatlar onlar. Zaten boş bütün hamaklar, aç değiliz birer bira içsek olmaz mı dedik; bize masaları gösterdiler. O zaman burada oturun dediler.
Oturmadık biz de devam ettik sahildeki beyaz kadın heykeline doğru. O sırada şansımızı bir daha deneyelim dedik başka bir hamakçının önünde. Yarım saat şu hamaklarda sallansak olur mu diye genç bir çocuğa sorduk. 6 Dolar’a verdi bize hamakları ama bira satmıyorum dedi. Turgay da gitti bize bira buldu sahilden. Yaklaşık bir saat tepe tepe hamakta sallandık. Bu kadar pahalı olduğunu bilseydik sabahtan gelip akşama kadar kalkmazdık valla.
Kep’in Yengeç Pazarı
Yemek yazıları yazıp, fotoğraflar paylaşırken vejetaryen olmadığım için utanıyorum bazen. Ama çift olarak en mutlu olduğumuz anlar güzel ve ucuz yemek bulduğumuz zamanlar oluyor. Bir de ben internette araştırma yaparken sadece yemek fotoğrafına ve lokasyonunlarına bakıyorum çoğu zaman. Kendime kolaylık olsun diye buraya yazıyorum malum 20 yıl sonra aynı rotayı yine yapacağız.
Kep’in ikinci ikonik aktivitesi yengeç yemek ve en ikonik yeri yengeç pazarı. Kep plajına 20 dakika yürüme mesafesinde. Biz iki gün üst üste akşam 6 civarında gittik. İlk gün bir keşif gezisi yaptık ne oluyor burada şeklinde. Ertesi gün operasyonu gerçekleştirdik. Yengeç pazarının denize doğru olan kısmına gidip yeni toplanmış yengeçlerin yanında pazarlık yapan insanların yanına yaklaşıp 1 kilo yengeç aldık, pişirmesi dahil 8 Dolar’a anlaştık. İnternette daha ucuz olduğu yazıyor ama ne bizim pazarlık yapma sevdamız vardı ne de onların bize daha ucuza verme niyeti. Fiyat makul geliyorsa çok pazarlık yapmıyoruz genelde.
Aldığımız yengeçleri hemen başka bir teyze temizleyip, pişirmeye başladı. Bol yeşil biber (karabiberin taze hali) ve taze soğanı kavurup, üzerine domates sosu koyduktan sonra içine yengeçleri atınca, buranın usulünde enfes bir yemek ortaya çıktı; “crab with green pepper”. Aldık yengeç tabağımızı sahile oturduk, iki tane de sandalye bulduk etraftan, gün batımını izleyerek karnımızı doyurduk. Normalde yengeç pazarında restoranlar da var ama biz biraz geç kaldığımız için hepsi toplanmıştı. Bizim sofra daha keyifli oldu manzarayla:)
Beyaz Kadın Heykeli (White Woman Statue) ve diğer heykeller
Bizim Anadolu şehirlerinde otoyolda adaların ortasında o şehrin simgesi olan şeyin heykeli vardır. Denizli’nin horozu Aydın’ın inciri gibi. Asya’da ilk defa tapınak olmayan bir yerde dini bir simge gördük sanırım. Otelden yengeç pazarına giderken yoldaki Vishnu heykeli bizim dikkatimizi çekti ve baya üzerine konuştuk.
Kep’in en popüler heykeli beyaz kadın heykeli. Bu heykel balık avlamaya giden kocasını bekleyen bir kadın. Kamboçyalı kadınların sabrını ve ailesine ne kadar düşkün olduğunu simgeliyormuş. Gün batımında harika bir görüntü ortaya çıkartıyor.
Kep heykellerle dolu. Yengeç heykeli ve yengeç pazarının orada Kral Norodom’un heykeli ve biraz daha ilerleyince de kadın ve balık heykeli (Lady & Fish Statue) varmış. Sonuncusunu geç fark ettik biz görmedik.
Yeme-İçme
Chhay Chhay Resto Vietname-Lao-Thai Seafoods (Lokasyon)
Yengeç pazarına ilk gittiğimizde pazara şöyle bir göz atıp hemen yanındaki restoranlardan birine oturmayı tercih etmiştik. Dışarıdan bakıp birine karar verdik açıkçası şansımıza tam deniz kenarındaki masa da boştu. Kaptık hemen. Çok ucuz yemekler Kamboçya’da yok ne yazık ki. Neyse ki bira ucuz. Her ne kadar biz dayanamayıp deniz ürünleri tabağı yemiş olsak da asıl meşhur yemeği yengeçli hamburgermiş. Biralar dahil 18 Dolar’a romantik bir akşam yemeği yemiş olduk.
Visal Sak Guest House Restaurant (Lokasyon)
Burası bizim kaldığımız otelin restoranı. Kahvaltımız dahil değildi ama restoranın ortamını çok beğenince kahvaltımızı burada yaptık. Bize göre Kamboçya’daki ilk günahımızı da işledik. Yani yerel lezzetlerden vazgeçip pizza ısmarladık kendimize. Nasıl lezzetli geldi geldi gece gece anlatamam.
Kep çok keyifli bir başlangıç oldu Kamboçya’yı gezmeye başlamak için, sırada Kampot var. Bekle bizi karabiber tarlaları.