Sukhothai Günleri – 2

20/11/2018

Her ne kadar bisiklet turu sırasında Sukhothai Tarihi Parkını gezmiş olsak da ben bununla yetinmek istemedim tutturdum müzeye gidelim diye. Hayatımda hiç bu kadar ilgiyle müze gezdiğimi ve her bir ayrıntıyı tek tek okuduğumu hatırlamıyorum. Sanki ders çalışır gibi, geziyorum okuyorum sonra bir de özetini yazıyorum, Asia Studies yüksek lisansı mı yapsam acaba?

Bizim kaldığımız otel Ban Thai Guest House yeni şehirde. Yeni şehir ile eski şehir arası yaklaşık 13 km ve yürümek imkansız.  Otobüs hattı var ve 30 Baht’a yeni şehir ile eski şehir arasında sefer yapıyor. Joradvithi Thong üzerinde Chopper Bar ve 7-Eleven’i geçtikten sonra otobüs durağı var. Tuktukların biraz büyüğü gibi düşünülebilir yanlar açık havadar:)

20181120_104828

Tarihi parkın girişinde indikten sonra ilk durağımız The Ramkhamhaeng National Museum oluyor. Giriş ücreti kişi başı 150 Baht. Kral Ramkhamhaeng’den başlayalım. Sukhothai Krallığının 3. Kralı ve muhteşem (Great) unvanıyla anılıyor. Bunun iki temel sebebi var bir tanesi Tai alfabesinin yaratıcısı olması, diğeri ise şehrin muazzam kanal sistemini oluşturması.

Tai alfabesi 1283 yılında Kral Ramkhamhaeng tarafından oluşturulmuş. Hint alfabesi temelli, Kimer ve Mon (o zamanlar Myanmar bölgesinde yaşayan Burmalıların konuştuğu dil) alfabelerinden de esinlenmiş ve zaman içinde şimdiki halini almış. “The King Ram Khamhaeng Inscription” (Kral Ram Khamhaeng yazıtı) 2003 yılında UNESCO dünya tarihi mirasına girmiş. Bu müzede bu yazıtın İngilizce çevirisi ve replikası var, orjinali Bangkok Ulusal Müzedeymiş.  Bir diğer önemli eseri de kurduğu su sistemi. Kanallar, kademeli su birikintileri, havuzları sayesinde sel baskınlarını kontrol edip, tarlaların sulanabileceği, insanların günlük hayatlarında kullanabileceği bir şehir inşa etmiş.

Müzenin içerisindeki bir aydınlanma daha yaşadık. Wat Si Chum (Konuşan Buda Tapınağı) içinde gizli geçitler, bu geçitte Buda’nın ayak izi, tavanda çiçek açan bir nilüfer çiçeği ve Wat Si Chum yazıtı bulunuyormuş. Ayrıca geçitin duvarlarında da Sukhothai tarihinin ve Buda’nın insan ve havyan olarak önceki doğumlarının resmedildiği (Jataka masallerı, Jataka Tales) işlemeler bulunuyor.

IMG_20181120_151115

Günün en önemli anını bu müzenin tam karşısındaki Ta Pee restoranda geçirdik. İki kişi olduğumuza en çok sevindiğim anlar yemek seçimleri oluyor, bir ondan bir bundan aldığımız için hep iki lezzeti tatmış oluyorum:) Bugün menümüzde geyik eti, Sukhothai çorbası ve papaya salatası var.

IMG_20181118_145255

Sukhothai Historic Parka giriş için 100 Baht ödedik ve tapınakların kalıntıları arasında dolanmaya başladık. Parkın en görkemli köşesinde Kral Ramkhamhaeng Anıtı (King Ramkhamhaeng the Great Monument) bulunuyor. Loy Krathong festivali bu parkta kutlandığı için her yer rengarenk.

Buradan Wat Mahathat’a geçiyoruz, artık ezberlediğimiz üzere üçüncü Tayland şehrimizde de gördüğümüz; 13. Yüzyılda yapılmış bu yapı parkın en önemli tapınağı. Phra Attharot olarak adlandırılan ayakta Buda heykeli de burada bulunuyor. Etraftaki irili ufaklı chedilerde kral ve kraliyet ailesindeki diğer insanlar küllerinin olduğu söyleniyor.  Royal Palace eski şehrin ortasında 160.000 metekarelik alan, Wat Mahathat’ın yanındaki Kral Ramkhamhaeng yazıtının bulunduğu Noen Prasat’ın sarayın bir kalıntısı olduğu düşünülüyor.

IMG_20181118_134420-EFFECTS.jpg

Wat Sa Si göl ile çevrelenmiş halde parkın en güzel yerinde duruyor ve yine parkın en şahane eseri, önünde durup bir süre izlediğimiz en güzel yürüyen Buda heykeli de bu tapınağın önünde bulunuyor.

IMG_20181120_173644.jpg

Biraz daha yürüdükten sonra gün batımının en güzel vurduğu tapınak olan Wat Si Sawai’ya (Wat Si Savaya) olarak geçiyor bazı yerlerde) geliyoruz. Kimer zamanında yapılmış Hint tanrısı Krishna’ya adanmış 3 prangdan oluşan bir Hindu tapınağı olarak inşa edilmiş ve Sukhothai Krallığı zamanında Teravada Budist tapınağına dönüştürülmüş.

20181120_175505.jpg

Burada güneşi batırdıktan sonra merkeze dönüş yolunda enfes gece aydınlatması ile Wat Tra Phang Ngoen’in önünden geçip festival bünyesinde kurulmuş gece pazarlarında kendimizi kaybediyoruz. Yaklaşık 10 standa uğradıktan ve yorgunluktan düşmüş yüzlerimizde gülücükler açtığını hissettikten sonra gece gösterisinin yapılacağı Wat Mahathat’a doğru ilerliyoruz. Normalde tarihi park saat 06:30-18:00 arasında hizmet veriyor ve saat 18:00’da gece otobüsleri bitiyor fakat yine festival bünyesinde park açıktı ve otobüsler gece saatlerine kadar uzamıştı.

Gece show ve akşam yemeği için biletler satılıyordu ama biz bütçeyi aşmayalım dedik ve bizim gibi biletsiz olanlar için ayrılmış basamaklara oturup büyüleyici tiyatro ve ışık gösterisinin keyfini çıkarttık.

Asıl soru işaretimiz bize son sefer saatinin 18:00 olduğunu söyleyen otobüs şoförleri ve 22:00 olduğunu söyleyen biletçi kızdan hangisinin doğru söylediğini bilmememizdi. Parkın dışında olan ve herkesin içine girdiği geldiğimiz otobüse benzer tuktuk’a attık kendimizi. Sonradan öğrendik ki 500 metre uzaklıktaki park alanına gidiyormuş, herkesin arabası var tabii. İnerken kimse para istemedi ve şansımıza yeni şehre giden otobüs bizi bekliyordu, neredeyse zıplayarak otobüse attık kendimizi yer bulup sığıştık bir yere. Aksi taktirde tuktuk için 500 Baht ödemeyi göze almıştık ama bu parayı vermediğimiz için yırttık diyebiliriz:)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi:
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close