Koh Lanta Tayland’ın belki de en cool adası. Turizmin patladığı diğer adalar gibi kendini göstermek ve gelen insanlardan korunmak zorunda değil. Neyi varsa cömertçe sunuyor ve sen de keyifle bunun tadını çıkartabiliyorsun. Zaman o kadar yavaş akıyor ki, sanki bir günün geçmesi günler sürüyor. Muhteşem renkte bir deniz, kimseciklerin olmadığı upuzun geniş bir plaj, ardında palmiye ağaçları, sahilde bambudan yapılmış baraka misali bir bar ve elinde leziz bir kokteyl… O anda gün de batmaya karar vermişse eğer gel de bu adada yaşlanmak isteme.

Nasıl Geldik?
Koh Phi Phi’den Koh Lanta’ya feribot yolculuğu
Bir önceki durağımız Koh Phi Phi bizim için Koh Lanta Adası’na geçerken kullandığımız ara durak gibiydi. Gidip bir havasını koklayıp ayrıldık. Koh Phi Phi’de hemen her yerde bilet fiyatları aynıydı. Kişi başı 350 baht’a (11$) kredi kartına %3 komisyon ödeyerek aldığımız biletimizle iskeleye gidip feribottaki yerimizi aldık. Ada çok küçük olduğu için merkezden iskeleye yürümek beş dakika sürüyor. 11:30’da hareket eden feribotumuz 13.00’da Koh Lanta Saladan Pier’e varmıştı. Adaya girişte kişi başı 10 baht sürdürülebilir turizme katkı payı alıyorlar.
Nerede Kaldık?
Adaya gelirken feribotta Lanta Riviera Resort’un broşürünü dağıtıp, bizi ücretsiz olarak götürmeyi teklif ettiler. Aslında tutacak gibi olduk ama sonra nedense vazgeçtik. Sonradan adayı gezerken fark ettik ki bu otelin olduğu yer de çok güzelmiş. İçini gezmedik otelin gerçi odalarını bilemiyoruz.
La Chambre@Koh Lanta (Lokasyon)
Biz yine bundan önceki tüm adalarda olduğu gibi iskeleye yakın bir konaklama seçmeyi tercih ettik. Feribottan indikten sonra internette fotoğraflarını beğendiğimiz en yakın konaklamaya gidip verecekleri odayı görmek istedik. Hem yerini hem de içini çok beğendiğimiz bu odayı booking’den aldığımız fiyatın da altına kahvaltı dahil şekilde tuttuk. Odanın içi çok güzeldi. Kahvaltısını da çok beğendik. Oteli işleten abla kardeşin annesi bize mütevazi kahvaltılar hazırladı. Anne İngilizce bilmediği için işaret dilimiz pek bir gelişti. Otelin arka tarafındaki içinde minik bir havuzun olduğu bahçesinde de oturduk. Tayland’daki son günlerimiz gayet keyifli geçti böylelikle.
Ücreti: Tuvalet banyosu içinde kahvaltı dahil iki kişilik oda 19 $.
Neler Yaptık?
Motosiklet Rotası ve Plajlar
Koh Lanta bence motor kiralamak için en güzel adalardan bir tanesi. Yollar sakin ve rahat, neredeyse hiç araba yok. Lüks resortlar çok az, genelde tipik ağaç evlerle dolu bir ada. Yer yer orman, bazı bazı deniz kıyısı, güzel ağaçlık yollar. İnsan kendini gerçek manada minik bir tatil kasabasında hissediyor. İki günlük motosiklet gezimizin notlarına Koh Lanta Motosiklet Rotası 1 ve Koh Lanta Motosiklet Rotası 2 linklerinden erişebilirsiniz.

Motorla gezerken adanın bir çok plajına uğrama fırsatımız oldu. Tayland’ın doğusundaki adalar koyda kaldığı için (Tayland körfezi) gel-git hiç hissedilmiyordu. Ama batı kıyısındaki Phuket’te ve Phi Phi’de gel-giti fark etmiştik, en çok da Koh Lanta’da hissettik. Suların çekildiği zamanlarda belirgin hale gelen denizin içindeki kayalar, denize gitmeyi biraz keyifsiz hale getiriyor. Bunun en az hissedildiği yer adanın batı kıyısının ortasında kalan Long Beach.
En sevdiğimiz sahil de burası oldu. Adanın batı yakasında kaldığı için gün batımını izlemek için de ideal oluyor. İkincisi ise Secret Beach/Beautiful Beach. Sahilde atıştırmalık almak için minik bir kafe var hatta. Adanın batısında olduğu gibi doğu yakası boyunca da plajlar mevcut. Eğer kendime ait bir plaj istiyorum diyorsanız da o Bamboo Beach.

Gece Pazarı (Lokasyon)
Motosikletle gezdiğimiz son günün dönüşünde kaldığımız yere yakın restoran ararken bu gece pazarını keşfettik. Uzunca bir sokağın bir kısmına bir kaç yemek standının kurulduğu pazardan 50 bahta tabağını doldurabileceğin kadar yemek alabiliyorsun. Pilav yanına etli, vejetaryen köri yemeklerini salatalarını doldurdum. Yanına da biraz kızartma toplam 150 bahta kapattık bu akşamı da.
Gün Batımı Mekanları
Koh Lanta’da gün batımı bir başka güzel oluyor. Adanın batı tarafına bakan çok uzun bir sahil kesimi var ve sahil boyunca sıralanmış bir sürü mekan muhteşem bir gün batımı sunuyor. Bir elinde mango mojito, uzanmışım sahile karşımda suya cosurdayarak gömülen kırmızı güneş. Daha ne ister ki insan.

Biz ilk gün motosiklet kiralamadan önce kaldığımız yere yakın olan adanın en kuzey ucundan izledik gün batımını. Ertesi günlerde batıya bakan sahilindeki Majestic Bar ve The Blue Moon & Bar’da bu şerefe nail olduk. Bir arkadaşımın dediği gibi gün her gün batıyor. Ama bu ara bize bir güzel geliyor.

Kartpostallar Yolda!
Koh Samui’de gezerken bir bakkaldan birbirinden güzel fil motifli kartlar almıştım yollamak için. Catfish isimli sevimli restoranda oturup otelin odasının temizlenmesini beklerken kartları yollanmaya hazır hale getirdim. Yazdım, çizdim, süsledim:) Sonra da Koh Lanta postanesinden Türkiye’ye yola çıktılar. Biz hala yolda olursak ve bu yazıyı okursanız bize instagram’dan adresinizi iletin. Mutlaka en güzel kartlardan birini size de yollarız.:)

Yeme-İçme
Catfish (Lokasyon)
Adaya varıp otelimizi ayarladıktan sonra odanın ayarlanmasını beklerken vakit geçirmek için kendimize çok güzel bir kafe bulduk. İskeleden otele giderken gözüme kestirdiğim yerin girişi kartpostallar ve kitaplarla doluydu. Buna benzer her dükkan gibi buranın da minik bir kedisi vardı tabii ki. Salaş ama bir o kadar sevimli bu mekanda bir kaç saat oturduk, sandviçi de oldukça lezzetliydi. Güzel yemeklere ve soğuk biralara 710 baht bıraktık.
Rasta Baby (Lokasyon)
Motosikleti adaya vardığımız gün hava karardıktan sonra kiraladık. Kiraladıktan sonra otele dönmek yerine adayı keşfetmeye karar verdik. Bu vesile ile de dışarıdan mekanın tasarımı çok hoşumuza giden bu bara girdik. Efsane mango mojito yapıyorlar. Bu barın bulunduğu yakadaki mekanlar genelde gün batımı için çok tercih edilen yerler. Sanırım o saatlerde happy hour da var.
Funky Monkey (Lokasyon)
Rasta Baby’de ilk içkilerimizi içtikten sonra canlı müzik dinlemek için Funkey Monkey’e geldik. Çarşamba günü “ladies night” varmış. İlk içkim bardan ikram geldi. Çıkan grup oldukça iyiydi bence, bir iki saat takılıp, kulaklarımızın pasını silip kalktık. Mekan rahat salaş ferah tam ada barı. Dönerken son bir bira içmek için reggae bar lanta’ya uğradık. Canlı müzik yokmuş o gün ondan bir süre oturup eve döndük.
Türkiye’den yola çıktığımızda ilk durağımız Tayland’ın kuzeyi olmuştu. Güney adalarını görmeyi çok istiyordum; Nisan ayını bu tarafta geçirmiş olduk. Koh Lanta ziyaretimiz ile beraber Tayland’a veda etmiş olduk. Sırada Singapur var. Yollarımız bu güzel ülkeyle bir daha kesişecek eminim.:)