Genelde insanlar 1 günlük ya da 2 gün 1 gece konaklamalı turları satın alıyor. Gayet de mantıklı aslında, bizim vakit sıkıntımız olmadığı için 3 gün 2 gece olanı tercih ettik bol bol doğada zaman geçirelim diye.
Normalde mutlaka tripadvisor ve benzer sosyal medya hesaplarına bakıp, ön araştırmamızı yapıp satın alırız ama bu sefer herhangi bir turizm acentesinin bize bu iyidir dediği bir tur aldık. New Star Eko Trek Tour, 3 gün 2 gece konaklamalı turu içinde fillerle vakit geçirme ve bambu rafting de var. Toplam 2500 Baht ödedik kişi başı. Açıkçası döndükten sonra baya araştırdım ama sosyal medya hesaplarını bulamadım. İnsanların çok memnun kaldığı başka turlar var onlara bakabilirsiniz bizce, aşırı memnun kaldığımızı söyleyemeyiz.
Uyarılarımızı baştan yapalım biz bilmiyorduk siz bilin:
- Kesinlikle taşıyabileceğiniz ağırlıkta eşyalarla gidin, biz bilgisayar çantalarımızı ofise bırakacağımızı sanıyorduk ama tur arabasına bırakmamızı söylediler arabadan inmeden hemen önce. Bir sağa bir sola çarparak 20 km hızla ilerleyebildiğimiz virajlı yollarda giden araca bırakmak istemedik ve yanımızda taşımak zorunda kaldık. Derdimiz kesinlikle çalınması değil, çalışır halde kalmasıydı:)
- Biz Kasım ayında geldik yani buranın kış mevsiminde. Hava sıcaklık gece 10 derecelere düşüyor ve açık alanda yattığınız için donuyorsunuz onun için mutlaka hırka, ceket, uzun pantolon alın yanınıza. Yaz mevsimini bilemiyorum.
- Mayonuz, havlunuz olsun yanınızda.
- Böcek ilacı kesin şart, çok rahatsız etmiyorlar ama işe yarıyor biz kullandık.
- Elektrik ve wi-fi yok, bizim telefon hattımız AIS idi ve çekmiyordu. Çeken hatlar da vardı ama zaten elektrik yok, batarya götürmeyi unutmayın. Biz bilgisayarları telefonları şarj etmek için kullandık işe yaradılar hiç değilse:)
- Gün:
Saat 7’de bizi otelden aldılar. Şoför ve tur lideri dahil 9 kişilik ekibimizle ilk durağımız Wachirathan Şelalesi (Wachirathan Waterfall) oldu. Buraya gelmeden önce 20 dakika bir market molası veriyorlar tuvalet kâğıdı, sinek spreyi almak için, bizim yanımızda olduğu için etrafı dolandık sadece.
Sonraki durağımız Mae Klang Luang köyü oldu, burada Somsak kahvesinin tadına baktık. Mae Klang Luang, Karen kabilesine ait bir köy. Karen kabilesi buradaki diğer 9 etnik alt gruplardan biri. Diğerleri Mong(Meo), Mien (Yeo), Lisu (Lisor), Lahu (Musur), Aka(I-Ko), Khamu, Thin ve Lava. Burma’da başlayan iç savaştan kaçan insanlar 1984 yılından beri Burma-Tayland sınırındaki mülteci kamplarına yerleşmişler. Çoğunluğunun Karen ve Karenni olduğu tahmin ediliyor.
Buradan çilek tarlaları arasından geçip Klang Nehri boyunca yürüyoruz.
Sonraki durağımız Doi Inthanon, 2,565 metre yüksekliğindeki Tayland’ın en yüksek noktası.
Devamında Ang Ka Nature Trail’da 20 dakikalık bir yürüyüşten sonra helikopter kazasında hayatını kaybedenler için yapılmış bir anıta ulaşıyorsunuz. Turun en keyifli yürüyüşlerinden biri bu alandı, 2500 metre yükseklikte enfes bir doğal yaşam alanı oluşturulmuş.
Bu keyifli ve hızlı turun ardından arabayla bizi kral ve kraliçe için yapılmış pagodalara bırakıyorlar. Phra Mahathat Naphamethinidon; Tayland Kraliyet Hava Kuvvetleri tarafından, 1987 yılında Kral Bhumibol Adulyadej’ın 60. doğum günü anısına, Phra Mahathat Naphaphonphumisiri; ise 1992 yılında Kraliçe Sirikit’in 60. doğum gününde yapılmış muhteşem bir bahçe ile de tamamlanmış inanılmaz görkemli yapılar. Burada 40 dakikamız vardı dolaşmak için.
Yine tur arabasına atlayıp ilerliyoruz. Oteli boşalttığımız için bilgisayarlarımız ve sırt çantalarımız yanımızda. Yaklaşık 40 dakika uyukladıktan sonra araba duruyor ve burada inmemiz gerektiğini söylüyor. Uyku sersemi bilgisayarımızı otobüste bırakmamız gerektiğini söylediklerinde afallayıp ne varsa yüklenip arabayı terk ediyoruz. Turu satan bayanın bize dediğine göre çantalarımızı tur ofisine bırakacağımızı sanıyorduk aslında. Bizi almaya gelen rehber “Rambo” ile beraber önce bir Karen köyüne uğrayıp daha sonra geceyi geçireceğimiz yere varıyoruz.
Burada Karen insanlarının gerçek yaşamına şahit oluyoruz sanırım. Elektrik ve wi-fi yok. Mum ışığında, tur liderimizin bize hazırladığı odun ateşinde pişmiş yemekleri bizi birleştirdikleri grupla beraber 11 kişilik bir ekiple yiyoruz. Tur liderimizin anlattığına göre Karen kabilesinde tüm işi kadınlar yapıyormuş; çocuk bakımından, çamaşıra, ev işlerinden yemeğe, pirinç tarlasında çalışmak dahil. Erkeklerin görevi ise ev yapım işleri genelde, çocuk bakımına ve yemek işlerine de yardım ediyorlarmış bazen. Bizim aşçımız erkek olmasına rağmen oldukça iyiydi 🙂
Sonra yakılan kamp ateşi etrafında sıralanıp oyunlar oynayarak geceyi bitirdik. Yanımıza alsak mı almasak mı diye düşündüğümüz ceket ve hırkaları 4 kat üzerimize giyip üzerimize uyku tulumu ve battaniye aldıktan sonra hafif üşüyerek, cibinliğimizin içinde uykuya daldık.
- Gün:
Sabah 9’da kalkıp, kahvaltımızı kızarmış ekmek, tereyağı, reçel ve yumurta ile çay kahve eşliğinde tamamladıktan sonra saat 10’da yollara düştük. Normalde başka bir konaklamaya geçmemiz gerekiyordu ama sanırım benim bu eşyaları nasıl taşıyacağız söylenmelerim yüzünden geceyi aynı yerde geçirilmesi teklifi gelince biz de atladık. 3 gün 2 gece tur alanlar olarak 3 kişi günümüzü Maewin bölgesindeki 10 kilometrelik bir yürüyüş alanı içinde geçiriyoruz.
Gece yine aynı yere dönüp bu sefer yeni grup arkadaşlarımız ile akşam yemeği yedikten sonra, kamp ateşi yakıyoruz.
- Gün
Güne saat 8 buçukta kahvaltı ile başlıyoruz. Yeni grup arkadaşlarımız ile beraber 3 saatlik bir yürüyüş sonunda yine küçük bir grup değişikliği yapıp gidenlere veda ediyoruz.
Fillerle vakit geçirmek için Karen Halkının fillerinin olduğu yere (Karen Tribe Native Elephants) varıyoruz. İlk defa bu kadar yakından fillerle oynuyoruz. Artık çok az insan fillere binmeyi tercih ediyor onun için genel konsept onları besleyip yıkama üzerine sanırım. (Gerçi bir turu fillere binmek yerine yürüme alternatifi olmadığı için almadık demek ki hala satılıyor.) Dediklerine göre Tayland’da yaklaşık 4500 tane fil varmış. Buradan arabalara atlayıp bambu rafting’e gidiyoruz. Saat 6 gibi bizi otelimize bırakıyorlar.